Kral Kaybederse dizisinin gerçek patronu Orhan Gazi Vural, nam-ı diğer Artist Orhan’ın hikâyesi

Deniz DALLI

“Kral Kaybederse narsist ve bağımlı olan bir kişinin çocukluktan itibaren yaşadıklarını bahis eden bir romandır. Kenan, annesi tarafından tam bir kral üzere büyütülmüş, sıkıntı bir çocukluk periyodu geçirmiş ve bu yaşanılanları hayatından silememiştir. Kenan şımarık, güçlü ve güzel bir erkektir. Evli bir erkektir ve eşi Handan’a pek değer vermez. Kenan sevgilisi Fadi ile bir kulüpte tanışır. Bunun akabinde Fadi’ye kendini daha yakın hisseder. Fadi’nin de sıkıntı bir hayat öyküsü vardır ve Kenan’ı çok sever. Kenan, eşi ve sevgilisinden başka farklı bayanlarında peşine düşer. Eşi Handan boşanmak istese de bir türlü boşanamaz…”

Psikiyatrist ve muharrir Gülseren Budayıcıoğlu’nun ‘Kral Kaybederse’ romanının tanıtımından bir kısım, Kenan Baran’ın hayat kıssasından bu türlü bahsediyor. Kenan Baran’ın hayat kıssası, Gülseren Budayıcıoğlu’nun danışanlarının hayatlarından esinlenerek yazdığı kitapların televizyon dizilerine uyarlanmasının son halkası oldu. Star TV’de yayımlanan dizi büyük beğeni aldı. Tabi beraberinde bu karakterin kim olduğu da merak konusu oldu.

Sosyal medya fenomeni PuCCa mahlaslı Pınar Işık, Kenan Baran’ın kim olduğunu toplumsal medya hesabından duyurdu. Pınar Işık, Budayıcıoğlu’nun kaleme aldığı Kenan Baran’ın aslında Mühendis Orhan Gazi Vural olduğunu söyledi. Argümanın dayandırıldığı halkinsesi.com.tr’nin müellifi Şerafettin Üstünkol da bunu kaleme almıştı. Üstünkol, Şubat 2022 yılında yayımladığı yazısında Orhan Gazi Vural’ın Gülseren Budayıcıoğlu’nun hastası olduğunu belirtiyor.

MADEN MÜHENDİSİ OLAN ORHAN GAZİ VURAL, 1934 ESKİŞEHİR DOĞUMLU

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası’nın internet sitesinde yer alan bilgiye nazaran Orhan Gazi Vural, 1934 yılında Eskişehir’de dünyaya geliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden (İTÜ) mezun olan Orhan Gazi Vural’ın vefat nedeni ise hastalık olarak belirtiliyor.

HAYATINI KAYBETTİKTEN SONRA ÜNLÜ OLDU

Orhan Gazi Vural, 1963 yılında Ses mecmuasının düzenlediği artist yarışına katılıyor fakat kazanamıyor. Bu müsabakada Ediz Hun birinci sırada yer alıyor. Orhan Gazi Vural, bir huzurevinde kimsesiz olarak hayatını kaybetiyor. Hayatında daima ünlü biri olmak için efor gösteren Orhan Gazi Vural, bu unvanına öldükten sonra kavuştu.

‘Artist Orhan’ lakaplı Orhan Gazi Vural’a bu unvanı, Ses Mecmuası’nın düzenlediği artist müsabakasında Ediz Hun’dan sonra ikinci geldiği için arkadaşları takmış. Hayatına ait ayrıntılar hayli az. Orhan Gazi Vural, nam-ı öbür Artist Orhan’ı, onun hayatının son periyoduna yakından tanıklık eden Şerafettin Üstünkol şöyle anlatıyor:

‘BAŞROLÜ KIVANÇ TATLITUĞ’UN OYNAYACAĞI SÖYLENMEKTEDİR’

“Baştan söyleyeyim; “Kral Kaybederse” son vakitlerin en tanınan müelliflerinden Gülseren Budayıcıoğlu’nun son romanlarından birinin ismidir. Biliyorsunuz Budayıcıoğlu’nun “Kırmızı Oda (Madalyonun İçi)”, “Masumlar Apartmanı (Madalyonun İçi-Çöp Apartman)” ve “Camdaki Kız” isimli kitapları hala televizyonlarda dizi halinde dolaşımdadır. İsmi geçen kitabın da dizisinin çekileceği; hatta başrolü Kıvanç Tatlıtuğ’un oynayacağı söylenmektedir.”

‘YÜKSEK MADEN MÜHENDİSLERİ DERNEĞİ LOKALİNDE TANIDIĞIM ARTİST ORHAN’

“Bu kitabın beni neden ilgilendirdiğine gelince; bu mevzuya ve Artist Orhan’a sonra geleceğim. Geçen gün kızımla sohbet ediyorduk. Mevzu aldatma ve aldatmanın makus birşey olduğu üzerineydi. Ben konuşmam esnasında fikrimi söylerken, bir orta, “Aldatma konusunda ekseriyetle erkekler inkarcı; bayanlar ise inanmaya meyilli olurlar!” gibisinden bir laf ettim. Bunu kanıtlamak üzere küçük bir anekdot anlattım. Bunu sizinle de paylaşayım.

Bizim hala başkanlığını yaptığım Yüksek Maden Mühendisler Derneği lokalinden tanıdığım Artist Orhan isminde bir arkadaşımız vardı. Artist lakabını da girdiği bir artist yarışında Ediz Hun’dan sonra ikinci geldiği için arkadaşları takmış. Hatta ona nazaran birinci gelmiş de hakkını yemişler!”

‘YETMİŞLİ YAŞLARINDAYDI HÂLÂ GÜZEL, KENDİSİNİ BEĞENEN NARSİST BİR ADAMDI’

“Bu arkadaşı son yıllarında tanıdım. Yetmişli yaşlarındaydı fakat hâlâ güzel ve karizmatik idi. Ancak ekonomik durumu çok berbattı. Kendisini çok beğenen narsist bir adamdı. Hala kendini genç sanıyordu. Hatta bir gün espri olsun diye ‘Naber Orhan Baba!’ deyince çok kızdı. Benden on yaş büyük olduğu halde;’Ne babası! Ben hepinizden gencim be!’ diye sitem etti.”

‘ÇOK GÜZEL VE ÇOK VARLIKLI VE BAYANLARA DÜŞKÜN’

“Artist Orhan’ın eski arkadaşlarının anlattığına nazaran; Evvelce çok güzel ve çok zenginmiş. Şirketinde birçok sondaj makinasıyla birçok yerde sondaj şantiyeleri kurmuş ve bu işten çok para kazanmış. Ancak parası ve güzelliği yüzünden, bayanların rahat bırakmadığı bu arkadaşımız bayanlara çok düşkün olmuş ve yaşadığı bu savruk hayatı nedeniyle iflas etmiş ve beş kuruşa muhtaç olmuş. Bayanlar da bunu terk etmiş. İşte ben onunla bu beş kuruşsuz günlerinde tanıştım. Zati ben tanıştıktan 10 yıl sonra da Ankara dışındaki bir huzurevinde sefil bir biçimde öldü.”

‘ARTİST ORHAN’IN PARİS MACERASI’

“Burada temel anlatmak istediğim Artist Orhan’ın bir macerası:
Artist Orhan zenginlik yıllarında karısıyla birlikte Paris’e gidiyor. Karısına, ‘Sen otelde dinlen, benim biraz işim var.’ deyip otelden ayrılıyor.
Kadının bir süre sonra canı sıkılıyor ve biraz hava almak için o da dışarı çıkıyor. Nereye gidiyor? Nereye gidecek; tıpkı taşradan birinci gelenlerin İstanbul’da Sirkeci’yi, Ankara’da Ulus’u bellediği üzere Paris’e giden Türklerin de bellediği Champs-elysees (Şanzelize) Caddesine gidiyor! Tesadüfe bakın ki oradaki sevgilisi ile buluşup koluna takan bizim Artist Orhan’da birebir caddede cins atıyor!

Tabii kaçınılmaz son olarak karşılaşıyorlar. Orhan karısını görüyor fakat görmemezliğe geliyor. Karısıda Orhan’ı görüyor ve ‘Orhaan!’ diye seslenerek onlara hakikat yürüyor. Bu durumda ne yapsın şanssız Orhan? Çabucak toparlanıyor ve karısını tanımamazlığa gelerek Fransızca birşeyler geveliyor. Karısı ısrar edince yeniden sert bir sözle Fransızca birşeyler uydurup karısını adeta kovalıyor.

Neyse, akşam olup karı koca otelde buluşunca; bakın ne oluyor? Siz olağan ki dayanılmaz bir arbede bekliyorsunuz. Fakat işte o denli olmuyor. Pekala ne oluyor?

Karısı Orhan’a, ‘Orhan, bu gün ne oldu biliyor musun?’ Huzursuz olan Orhan ‘Ne oldu?’ diye sorunca; ‘Bu gün ben de hava almak için Şanzelize Caddesine çıktım. Orada tıpkı sana benzeyen bir adamı kolunda bir bayanla görünce; adamı sen sanıp çok kızdım ve yanlarına gittim. Ancak adamla konuşunca sen olmadığını anladım. İnsan beşere ne kadar benziyor değil mi? Günahını almışım özür dilerim.'”

‘KİTABI OKUYUNCA ROMAN KAHRAMANI BİZİM ARTİST ORHAN ÇIKTI’

“Ben bu kıssayı kızıma anlattıktan sonra kızım bana; “Baba, Gülseren Budayıcıoğlunun ‘Kral Kaybederse’ isimli bir kitabı var. Kitabın kahramanının hayatı tıpkı senin anlattığın kişinin hayatına benziyor; sakın o olmasın!” dedi. Sanki o olabilir mi diye kitabı alıp okuyunca; hakikaten roman kahramanı bizim Artist Orhan çıktı.”

‘BİZİM ARTİST ORHAN’IN DA BUDAYICIOĞLU’NUN HASTASI OLDUĞUNU BİLİYORUM’

“Biliyorsunuz Madalyon Psikiyatri kliniklerinin de sahibi olan psikiyatrist Budayıcıoğlu, kendisine gelen hastaların hayat öykülerini romanlaştırması ile tanınmaktadır. Bizim Artist Orhan’ın da onun hastası olduğunu biliyorum. Demek ki bu sefer Artist Orhan’ın son derece dramatik olan hikayesini yazmış.

Kitabı okumak isteyenlere spoil vermemek koşuluyla birkaç not düşeyim: Kitapta bizim Orhan Vural’ın ismi Kenan Baran olmuş. Kendisi yüksek maden mühendisi olduğu halde kitapta inşaat mühendisi diye geçiyor. Bizim lokal de bu ortada kulüp statüsüne terfi etmiş. Olağan tüm bunlar roman icabı olması gerekenler.

Artist Orhan’ın başına gelenler ders alınması gereken şeyler. “İnsan ne oldum değil; ne olacağım demeli” kelamını doğrular nitelikte.

Görüyorsunuz aldatma konusunda tezimi ispatlamaya çalışırken ne acıklı bir kıssa ile karşılaştık! Bir vakitler kral diye anılan bir adamın son vakitlerinde ne sefil duruma ve neden düştüğünü merak ediyorsanız; son günlerde çok tanınan olan Kral Kaybederse isimli bu kitabı okumalısınız.”

patronlardunyasi.com