Denizcilerden IMO’ya biyoyakıt isyanı: Almanya büyüklüğünde bir alanın yeniden ekilmesi gerekecek

Alman Hapag-Lloyd ve Hoegh Autoliners ile birlikte Fransız Louis Dreyfus Armateurs öncülüğünde bir ortaya gelen global denizcilik oyuncuları, “biyoyakıt kullanımının artmasının” ormansızlaşmaktan su kıtlığına ve besin güvenliğine kadar birçok önemli sıkıntıya yol açacağını ileri sürerek IMO’da bir karşı kampanya başlattı.

Kampanya, “Biyoyakıtın potansiyel büyüme potansiyelini karşılayabilmek için Almanya büyüklüğünde bir alanın tekrar ekilmesi gerekeceğini” iddia ediyor.

Karşıt firmaların, IMO’da 17 Şubat’da başlayan ve denizcilik dalının 2025 yılına kadar sıfır emisyona ulaşmasını amaçlayan Gemilerden Sera Gazı (GHG) Emisyonlarının Azaltılmasına Ait Oturumlararası Çalışma Grubu’nun 18’inci toplantısında seslerini yükseltmeleri bekleniyor.

FOSİL YAKITA DÖNÜŞ KAÇINILMAZ

Firmalardan IMO’ya gönderilen mektupta, “Yasal olarak bağlayıcı garantiler getirilmediği takdirde, büyük ölçüde fosil yakıtın sürdürülemez biyoyakıtlarla değiştirilmesi riski bulunmaktadır” denilirken, Transport & Environment (T&E) isimli STK’nın tahliline nazaran de, 2030 yılında gemilerin yaklaşık üçte birinin biyoyakıtla çalışması hedeflenirken, bu oran bugün yüzde 1’in altında.

PALMİYE VE SOYA YAĞI ÇEVRESEL ZİYANA NEDEN OLUYOR

Cerulogy’nin T&E ismine yaptığı çalışma, palmiye ve soya yağının 2030’da nakliye dalına güç sağlamak için kullanılan biyodizelin neredeyse üçte ikisini oluşturacağını gösteriyor. Bunun nedeni ise ahenk için en ucuz yakıt olmaları. Bunun da önemli bir iklim sorunu oluşturacağının altını çizen T&E’ye nazaran, palmiye ve soya üretimiyle ortaya çıkacak ormansızlaşma ve arazi paklığı hesaba katıldığında, günümüzün en kirli nakliye yakıtlarından bile iki ila üç kat daha fazla karbon emisyonundan sorumlu olacak.

GENİŞ TARIM TOPRAKLARINA MUHTAÇLIK VAR

Yakıt ağır denizcilik bölümünün palmiye ve soya yağına erişimi için geniş ölçüde tarım toprağına muhtaçlığı olacağı vurgulanan raporda, artan talebini karşılamak için kâfi mahsul üretmek emeliyle 2030 yılında 34 milyon hektara (Almanya’nın toplam alanı) gereksinim duyulacak. Rapora nazaran, AB’nin 2009’da biyoyakıt kullanımını teşvik etmeye karar verdiğinde, palmiye yağı bazlı biyoyakıt tüketimi 2010 ile 2020 ortasında iki katına çıkarak AB biyoyakıt kullanımının neredeyse üçte birine ulaştı. Daha sonra bilimsel ispatlar, birebir periyotta palmiye yağı genişlemesinin yüzde 45’inin ormanlar yahut turbalıklar üzere alanların karbon yapısını bozma kıymetine gerçekleşti. Yani, biyoyakıt ile çevreci bir tavır sergilenmeye çalışılırken, öbür taraftan kaynağı yaratan etraf bozuldu.

Olumsuz tesirlere dair deliller üzerine; Fransa, Norveç ve Hollanda başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi, iç kullanımda palmiye ve soya bazlı biyoyakıtları kısıtlamaya yahut durdurmaya yöneldi. Avrupa ayrıyeten yem ve besin bazlı biyoyakıtların kullanımını “amiral gemi” nakliye yakıtları düzenlemesinden (FuelEU) hariç tutmaya karar verdi.

ASTARI YÜZÜNDEN DEĞERLİYE GELECEK

İmzacılar, IMO ve üye devletlere, gemiler tarafından bitkisel kaynaklı biyoyakıt kullanımının caydırılması ve bitkisel kaynaklı biyoyakıtların mevcut ve gelecekteki MARPOL Ek VI düzenlemelerine ahenk için uygunluk listesinden çıkarılmasının kıymetlendirilmesi davetinde bulundu.

Bu firmalar; biyoyakıtlarla sanayinin, nakliye dalının iklim tesirini ele almak için hastalıktan daha makus bir tedaviyi uygulama riskiyle karşı karşıya olduğunu savunuyor.

KORKUNÇ BİR FİKİR

T&E Nakliye Müdürü Constance Dijkstra ise, “Yük gemilerine ormansızlaşma ile yakıt sağlamak müthiş bir fikir. Yakıt için mahsul yakmak gezegen ve global besin güvenliği için makus bir seçim. IMO, faydadan çok ziyan vermekten kaçınmak için berbat biyoyakıtların iklim üzerindeki tesirini göz önünde bulundurmalıdır” dedi.

GERİ DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ BİTKİSEL YAĞ

Birçok nakliye şirketi geri dönüştürülmüş bitkisel yağı alternatif yakıt olabileceğini belirtirken, burada da hayvansal yağlar da dahil olmak üzere atık yağ arzının çok sonlu olduğu ve mevcut talebi karşılamakta çok yetersiz kaldığı vurgulandı.

20 BİN TEU İÇİN 2 BİN HAMBURGERCİ

T&E’nin yaptığı tahlile nazaran, Çin ile Brezilya ortasında sefer yapan 20.000 TEU’luk bir konteyner gemisinin tek seferi için 2.000’den fazla hamburger restoranının yıllık atık yağına gereksinimi olacak. Gemiyi hayvansal yağlarla çalıştırmak için ise 1 milyondan fazla domuza gereksinim duyulacak.

Öte yandan Biofuelwatch ve Global Orman Koalisyonu tarafından da IMO’ya gönderilen mektuplarda birebir kaygıların yer aldığı öğrenildi.

patronlardunyasi.com