Eşi Mustafa Koç’u 2016 yılında kaybeden Caroline Koç, birlikte döşedikleri Kandilli’deki evlerinin kapısını açtı
Rahmi Koç ve Çiğdem Simavi’nin 2016 yılında kaybettikleri büyük oğulları Mustafa Koç’un eşi Caroline Koç, çok merak edilen meskeninin kapılarını Admissleeast mecmuasına açtı.
LEVANTEN BİR AİLEDEN GELİYORUM
Türk Levanten ailelerinden biri olan Giraud’lardan geldiklerini, 1785’te Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e taşındıklarını anlatan Caroline Koç, “Doğu ve Batı kültürlerinin eşsiz bir karışımıydı, bizimki üzere aileler ticaret yoluyla Osmanlı İmparatorluğu ile Avrupa ortasında köprü kurmada küçük bir rol oynadılar. Büyük büyükbabamın seyahati kuru meyve ticaretiyle başladı ve 1890’ların sonlarında aile Oriental Carpet Manufacturing Company’de yer aldı. Bundan sonra, ana işleri olan dokumacılık fabrikaları kurdular” dedi.
BURAYA BİRİNCİ GÖRÜŞTE AŞIK OLDUM
Caroline Koç, eşi Mustafa Koç ile Kandilli’de 19. Yüzyıl’dan kalma konağı nasıl bulduklarını ve onarım sürecini ise şöyle anlattı:
“Bu hoş mesken, olgun çam ağaçlarının ve iki süper manolyanın gerisinde, neredeyse saklı bir halde gizliydi. Mustafa ve ben daha evvel hiç fark etmemiş olmamıza inanamadık. Güya daima bizi bekliyormuş üzereydi. Doruğa gerçek yürürken kalbim çarpıyordu. Birinci görüşte aşık oldum, bilhassa de bahçe ve görünüme. Çok bakımsız olmasına karşın, yadsınamaz bir cazipliği vardı. Mimarisi zamansızdı, karmaşık ayrıntılar ve sık sık görmediğiniz bir karakter duygusu vardı. Anlatacak kendi öyküleri varmış üzere hissettiriyordu. En büyüleyici özelliklerden biri, içinde yürürken ahşap tabanların gıcırtısıydı. Odalar nefes alıyor üzereydi ve bana bu kentin varlıklı tarihini ve ruhunu hatırlattılar. Mesken güya bize nasıl canlandırılmak istediğini gösteriyordu.”
SINIRLAR BİZİ YARATICI OLMAYA İTTİ
“Binanın yaşı ve mirası göz önüne alındığında, uymamız gereken muhakkak yönetmelikler vardı ve bu da bizi kısıtlıyordu. Lakin bu zorluk tıpkı vakitte heyecanın bir kesimiydi. Bu hudutlar içinde çalışmak bizi yaratıcı olmaya itti.”
ANADOLU YAKASININ KALBİMDE ÖZEL YERİ VAR
Odalarını tek tek gezdiren Caroline Koç, meskenini çevreleyen yeşilliğe bakarken, “İstanbul’un Asya yakası kalbimde her vakit özel bir yere sahip olmuştur. Daha sessiz, geleneklere bağlı, lakin tekrar de harika Boğaz görüntüleri sunuyor” tabirlerini kullandı. Hangi tasarımcıların ilham verdiği sorulan Koç çabucak Anouska Hempel’in güçlü, katmanlı iç yerlerinden bahsederek, “Mekanlarını davetkar kılan şahane bir yürek istikrarı var. Bilhassa simetri kullanımına çekiliyorum, bu da iç yerlerine bir nizam ve zarafet duygusu katıyor.” diye konuştu.
CAROLİNE KOÇ YANITLADI: BU MESKENE İLERDE NE OLACAK?
Caroline Koç, bu konutun geleceği ne olacak sorusuna da, “Hikayemizin ortaya çıktığı yer burası ve umarım anıların yaratıldığı bir yer olarak kalır. Ailemizin bir yansıması olarak kalmasını istiyorum, bizimle birlikte gelişen lakin ruhunu asla kaybetmeyen bir alan. Onu, gelecek jenerasyonların şu anda hissettiğimiz sıcaklığı, tarihi ve sevgiyi hissedebileceği, İstanbul’un dokusuna işlenmiş kendi seyahatimizin bir devamı olarak hayal ediyorum” diyerek karşılık verdi.
CAROLİNE KOÇ’UN MESKENİNDE DİKKAT ÇEKEN DETAYLAR
Çek dizayncı Jindrich Halabala’nın 1930’lu yıllardaki koltuklarının yer aldığı salonda, sanatçı Tayfun Erdoğmuş’un boyadığı duvarlar, Marc Quinn ve Taner Ceylan’ın sanat yapıtlarına çarpıcı bir fon oluşturuyor. Konutunda Uşak halısına da yer veren Caroline Koç, Frank Gehry’nin Contour sandalyesini de pozisyonlandırmış. Boğaz’a akıyormuş üzere görünen sakin havuza, Çin heykelleri tiyatro havası katıyor. Salonda antika lake Çin saray dolabı, Osmanlı soylularına ilişkin çerçeveli baskılarla çevrili. Koç ailesinin kuşaklar uzunluğu kazandığı spor kupalarının sergilendiği bir stant; bunların çoğunluğu at yarışlarından oluşuyor. Klasik cumba yahut çıkma pencere, bedelli bonsai ağaçlarıyla dolu yeşil bir sığınağa dönüştürüldü.
patronlardunyasi.com
