Bahçeli’den YPG/PYD açıklaması
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Lideri Devlet Bahçeli, iç ve dış gelişmelere ait yazılı açıklama yaptı. Bahçeli’nin açıklamasından öne çıkan başlıklar:
“TÜRKİYE’MİZ, CUMHURİYET’İN YENİ YÜZ YILINDA GÜCÜNE GÜÇ KATACAK”
Türkiye Cumhuriyeti devleti, muazzam bir aklın, muharrik bir ahlakın, mutena bir sabrın, mükemmel ve müteyakkız bir uğraşın iman ve iradeyle yoğrulması mucibince tarih sahnesindeki yerini almıştır. Türk milletinin bağımsızlığı çok ağır bedeller ödenerek, vatan topraklarının her karışı şehit kanlarıyla örtülerek, kaç feragat ve fedakarlık örnekleriyle kazanılmıştır. Dün olduğu üzere bugün ve yarın da istiklal ve istikbal haklarımızın koruma ve müdafaası toplu vuran ulusal yüreklerin erdem ve namus sorunu olarak görülecek, hiçbir halde taviz yahut teslimiyet bahsinden kelam açılamayacaktır.
Türkiye’miz her alanda barış ve kardeşliği tesis ve temin ederek Cumhuriyet’in yeni yüzyılında gücüne güç katacak, muadil ve mütehakkim ülkelere fark atacaktır. Özellikle etnik ve mezhep temelli bölücülüğün bütün izleri kazınıp “Terörsüz Türkiye”nin tam ve eksiksiz ikmaliyle birlikte toplumsal gelişme, ulusal bütünleşme, ekonomik büyüme sacayağında medeniyetler liginde liderliğe oynayan, ülkeler ortasında sivrilip öne atılan bir devletin doğuşu beşeriyetin gözü önünde cereyan edecektir. Hamd olsun ülkemizin varlığı ebedi, vakarı ve vaziyeti müessirdir.
“ANKARA’NIN VE TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ EN YÜKSEK HASSASİYETTİR”
Başkent Ankara, sırf idare merkezimiz değildir. Birebir vakitte Anadolu jeopolitiğinin gerçeğinden doğmuş stratejik mihverimizdir. Tarihin derinlerinden beslenen ve ders çıkartan devlet ve idare aklının da siyasi karargahıdır. Bunun yanı sıra varlığı ve sürekliliği hem bu günümüzün hem de kutlu ülkülerimizin devamı ve garantisi olacaktır.
Bugünkü gerçekler, maruz ve muhatap kaldığımız problemleri öbür başkentlerden bakarak çözme imkanı vermemektedir. Hiç kuşkusuz yeryüzünün her noktasına Ankara’dan bakmak mecburidir.
Başka başkentlerin yahut merkezlerin etkisinde kalarak yapılacak yorum ve yaklaşımları savunmak, düşürülmek istenen global tuzaklar için bir mazeret yaratacaktır. Ankara’nın ve Türkiye’nin güvenliği en yüksek hassasiyettir.
“TÜRKİYE, MAZLUMLAR İÇİN EN EMİN SIĞINAKTIR”
Türkiye mevcut tartısı ve potansiyeliyle bölgesinde hayata tutunmak için çığlıklar içinde çırpınan mazlumlar için itimat kaynağı ve gereksinim halinde barınacakları en emin sığınaktır. Türkiye’nin varoluşu geniş bir coğrafik ve jeopolitik eksende zorda kalanlar için umut ve ufuktur.
Kerkük’ün, Gazze’nin, Urumçi’nin, Kudüs’ün, Tebriz’in, Arakan’ın, Trablus’un, Şam’ın ve daha kaç hatıramızda önemli ve müstesna mevkii bulunan gönül coğrafyalarımızdaki kentlerin ve buralarda yaşayan kardeşlerimizin ıstırapları ulusal yüreklerde biteviye hissedilmektedir.
“KORKUNÇ BİR TÜKENMİŞLİK”
Barbar bir abluka altında tutulan Gazze’de bilhassa çocuklar açlık ve susuzluktan ötürü can vermektedir. İnsanlık bedellerini alaşağı eden, hiçbir kitap ve inançla bağdaşmayan Siyonist canilik Gazze Şeridi’ne mezalim ve merhametsizlik çukuru kazmış, kimi bulduysa içine atmıştır. Birleşmiş Milletler’in açlık içinde kıvranan Gazzelilerin “yürüyen cesetlere benzemeye” başladığını açıklaması sözün tam manasıyla sefalet içinde debelenen ikiyüzlülüktür.
Bu çerçevede kanayan insani ve memleketler arası meseleleri etkisiz, aciz ve atıl halde seyreden Birleşmiş Milletler Teşkilatı’na üye ülke olmanın bir manası olmadığından bu kuruluşla alaka ve irtibat yeni baştan gözden geçirilmelidir. Ahlaken ve hukuken sorumluluk taşıyan milletlerarası bir kuruluşun kitlesel açlık ve şiddet kurbanı olan milyonlarla ilgili durum tespitiyle oyalanması müthiş bir tükenmişliktir.
Bir damla su, bir dilim ekmek, nefes alacak kadar da haysiyet ve hürriyet arayışında olan Gazzeli kardeşlerimizin yokluğa, yoksulluğa ve yok oluşa hapsedilmesi içinde bulunduğumuz çağın dehşet uyandıran trajedisi ve sistematik katliam tipolojisidir.
“İSRAİL’İN SONUNU HAZIRLADIĞI AÇIK VE ORTADADIR”
Terör devleti İsrail’in Gazze’ye besin ve su ulaşımını engellemesi eşi ve gibisi görülmemiş kana susamışlıktır.
Bölgesel ve global barış görüşmelerinin ana üssü olan, savaşan yahut çatışan tarafları müzakere ve mutabakat masasına çekme muvaffakiyeti gösteren Türkiye’nin; etkin, atik, atılgan ve çok boyutlu diplomasi kanalıyla Gazze’ye insani yardımların sevk edilmesinde öncü rol oynaması kaçınılmaz bir insani gereksinimdir.
İslam ve Arap ülkelerinin Gazzeli çocukların feryat figanlarına sessiz kalmaları, en azından harekete geçmekte epeyce gecikmeleri ne yazık ki utanç duyulacak bir samimiyetsizliktir. İsrail’in sonunu hazırladığı açık ve ortadadır.
“AKITTIĞI KANLARIN HESABINI DAMLA DAMLA VERECEK”
Geride kalan 20 ay içinde 5 ülkeye saldıran, devamlı alarm durumunda bulunan, insani, türel ve vicdani bedellerden bütünüyle sıyırılıp ayrılan İsrail’in hem bölgemiz hem de global sistem içinde tahammülü mümkün olmayan bir hududa dayandığı da bir diğer gerçektir.
Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğünü sarsmanın yanında toplumsal ve toplumsal istikrarını bozucu müdahalelerin orta yerine konuşlanan İsrail hükümetine, inanıyorum ki en ağır faturayı savaş zıddı İsrail toplumu kesecektir.
Netanyahu akıttığı kanların hesabını damla damla verecek, aldığı ahların hitamında hayatı boyunca rezil rüsva olmuş bir soykırımcı olarak anılacaktır.
“FRANSA’NIN FİLİSTİN’İ TANIYACAĞINI AÇIKLAMASI SAYGIN BİR KARAR”
Bu gelişmeler yaşanıyorken Fransa’nın Filistin’i tanıyacağını açıklaması son derece saygın bir karardır. Dileğimiz bu yavuz, isabetli, hakbilir ve haktanır kararların dalga dalga yayılması, soykırım şebekesi İsrail’in hür dünyadan soyutlanması ve dışlanmasıdır.
“10 MART MUTABAKATINA HARFİYEN UYULMALIDIR”
Suriye’de SDG kisvesine bürünen YPG/PYD’nin 10 Mart 2025 mutabakatına hala riayet etmemesi, hem Şam idaresinin hem de ülkemizin güvenliğini tehdit eden temas ve faaliyetlerini orta vermeden sürdürmesi tarihi bir yanlıştır. Ve bu yanlıştan derhal dönülmeli, Paris’te yapılan görüşmelerde gündeme geldiği üzere 10 Mart mutabakatına harfiyen uyulmalıdır.
“ABD İDARESİ YPG/PYD’NİN TASFİYESİNE DÜRÜSTÇE DAYANAK OLMALIDIR”
Ardı ardına patlayan skandallarla çalkalanan ABD idaresi ise tavşana kaç tazıya tut siyasetinden vazgeçmeli, el altından sürdürdüğü İsrail havariliğini sonlandırmalı, YPG/PYD’nin tasfiyesine dürüstçe takviye olmalıdır. Terörsüz Türkiye’nin menziline adım adım yaklaşılırken YPG/PYD’nin süreci ağırdan alması, gelişmeleri sakatlama arayışı kabul edilemez bir çirkefliktir.
“ARTIK TERÖRİZMLE GEÇİRİLECEK BİR ANIMIZ KALMAMIŞTIR”
PKK’nın kurucu önderliği tarafından 27 Şubat’ta yapılan “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” örgütün tüm bileşen ve yapıları için bağlayıcı ve geçerlidir.
Milliyetçi Hareket Partisi için dikkate alınması gereken asıl davet bahse mevzu İmralı davetidir. Hiç kimse suyu yokuşa akıtacağı zehabına kapılmamalıdır. Bir yanda ülkemiz öteki yanda bölgemiz terörden arınacak; birlik, dirlik ve kardeşlik barışçıl bir atmosferde kökleşecektir.
Tarihi geriye sarmak hayal ötesi bir beklentidir. Artık terörizmle geçirilecek bir anımız kalmamıştır.
MHP, ULUSAL BİRLİK VE DAYANIŞMA KOMİTESİ’NE 4 İSİMLE KATILACAK
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulacak 51 üyeli Ulusal Birlik ve Dayanışma Komisyonu’na da her partinin katılıp tarih ve millet huzurunda kelamını ve görüşünü paylaşması, demokratik sonlar çerçevesinde tartışmaların sağduyuyla yapılması ülkemizin geleceği ismine altın bir fırsattır.
Milliyetçi Hareket Partisi kelam konusu kurula 4 bedelli isimle katılacak olup bu isimler, Genel Lider Yardımcımız ve İstanbul Milletvekilimiz Sayın Feti Yıldız, Sakarya Milletvekilimiz ve Anayasa Kurul Üyesi Sayın Muhammet Levent Bülbül, Kırıkkale Milletvekilimiz ve Adalet Komite Üyesi Sayın Halil Öztürk, Tokat Milletvekilimiz ve Adalet Komite Üyesi Sayın Yücel Bulut’tur.”
patronlardunyasi.com
