Hastası ‘su diyeti’nden ölen doktora soruşturma
HaberTürk’ten Bülent Aydemir’in haberine nazaran İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesi’nde ölen Aziz Aşçıoğlu’nun eşi ve çocukları olmak üzere her bir aile ferdi için 1’er milyon maddi ve 3’er milyon TL manevi olmak üzere 20 milyon TL’lik dava sürerken, Sıhhat Bakanlığı’nın soruşturma müsaadesinin nihaileşmesi durumunda su diyeti tedavisini uygulayan Uzman Dr. Hamit Çelik hakkında, “İhmali davranışla taammüden adam öldürme” hatasında ceza davası açılabilecek.
Dr. Hamit Çelik’in avukatları, Sıhhat Bakanlığı’nın bilim heyetinin raporu doğrultusunda, “4483 sayılı Memurlar ve Öteki Kamu Vazifelilerinin Yargılanması Hakkında Kanun” mucibince verdiği soruşturma müsaadesine karşı Yönetim Mahkemesi’ne itirazda bulundu. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmada, toplumsal medya üzerinden, “Su diyeti” ismiyle bilhassa şeker hastalarına insülin ilaçlarını bıraktırarak tedavi uyguladığını tez eden Dr. Hamit Çelik hakkında, “İhmali davranışla taammüden adam öldürme” suçlamasıyla şu isnatlarda bulunuluyor:
1- Aziz Aşçıoğlu Dr. Hamit Çelik’in, “tedavi” dediği akıl almaz bir yaklaşımın deneği olmuştur. Dr. Hamit Çelik’in, “tedavi” dediği su diyetinin bilimsel desteği yoktur. Bu tedavi, metodolojik olarak incelenmemiştir. Sıhhat otoriteleri tarafından kabul edilmiş yahut edilebilecek bir diyabet tedavisi değildir. Bunun, “etik olarak” izahı yoktur. İlaçların kesilmesinde kendisine, “Acaba ilaçlarım kesilirse bir ziyan görür müyüm?” diye sorulduğunda, “Merak etmeyin ben doktorum” diye hastaya inanç vererek, “Tıp Doktoru” sıfatıyla danışmanlık yaptığı için alternatif tıp algısını önlemiş; bu tedaviye formel tıbbi bir tedavi üzere yaklaşılmasına vesile olmuştur.
2- Hiçbir muayene-tetkik istenmeden herkes bu tedaviye uygundur, mantığı ile hasta seçimi yapılmamıştır.
3- Antihipertansif ilaç ve tüm insülinleri kesmiştir. Bu türlü bir hastada asla verilmemesi gereken ağır bir ketotik diyet uygulanmıştır.
4- Bu türlü ağır bir ketotik diyet yapanda ve insülin yokluğunda koma gelişebileceği varsayılmamış ve yalnızca günde 3 defa kan şekeri ölçümünün bildirilmesiyle takip edilmiştir.
5- Hastanın durumu ağırlaşıp kendisine durumu anlatıldığında bile hastayı bir acil servise yönlendirmemiştir.
DOKTORUN SAVUNMASI
Sağlık Bakanlığı tarafından savunması alınan ve yapılan inceleme sonucunda heyetin oybirliği ile soruşturma müsaadesi verdiği Dr. Hamit Çelik’e telefonla ulaştım. Dr. Hamit Çelik şunları söyledi:
“Hastamın vefat ettiği gerçek; insülini kestiğim de gerçek. İnsülini kesilen hastalarımı yakından takip ediyorum. Kıymetleri 150 ve 200’ün üzerine çıktığında insüline başlıyoruz. İnsülini kestiğimiz hastalarda üçüncü günden sonra genelde bulantı ve kusma görülüyor. Bu hastamın da şekeri üçüncü ya da dördüncü gün 200 civarına yaklaştı; bulantı ve kusma vardı. O sırada acile kesinlikle yönlendirmişizdir. Hatırlamıyorum… Hasta acile gidiyor; kan kıymetlerine bakılıyor. Hastanın kalp krizinin göstergesi olan Troponin bedeli yüksek. Şeker komasında Troponin yükselmez. Burada hasta kalp krizi geçiriyor. Kalp krizi de merdiven de çıksa yol yürüse de olabilir.”
Hastalarından tetkik istememesi konusunda Dr. Hamit Çelik şunları söyledi: “Hiçbir hastamdan tetkik-tahlil istemiyorum. Bugüne kadar 40 bin hasta tedavi ettim. Birtakım kanser ilaçları hariç bütün ilaçları kullanmayı bıraktırıyorum. Çocukluktan gelen genetik Tip-1 diyabette insülin ilaçlarını kesmiyorum. Yalnızca ileri yaşlarda Tip-2’den Tip-1’e dönenleri takip ediyorum. Bütün kronik hastalıkların ilaçlarını bıraktırdım.”
ÖLÜM-KALIM SORUSU
Dr. Hamit Çelik, soruşturma konusu olan ve hepimizin hayatını bir biçimde etkileyecek olan hayati sıkıntıyı şu soruyla açıkladı:
“Hayatını kaybeden hastam, insülini bıraktırmam nedeniyle mi kalp krizinden ötürü mı öldü? Yoksa ketoasidozdan ötürü mı kalp krizi geçirdi? Bilim şuraları bunu inceliyor”
HASTANIN NASIL ÖLDÜĞÜNÜ ANLATTI
Dr. Hamit Çelik, hayatını kaybeden hastası Aziz Kuşçuoğlu’nu hastanede ziyaret ettiğini belirterek, şunları söyledi:
“Gittim baktım; hastanın yakınları ile konuştum. Bunun bir ketoasidoz koması olduğunu düşündüm. Karısına ‘Muhtemelen insülini bıraktırmama bağlıdır dedim. Sonra öğrendim ki hastanın analizleri yapılmış. Analizlerde Troponinin yüksek çıktığını gördüm. Kalp krizi demişler. Hasta sağlıklı iken kalp krizi riskinin yüksek olduğu görülmüş.”
Hasta yakınlarının bu olayı kendisine karşı kullandığını öne süren Dr. Hamit Çelik, şunları söyledi: “Her birey için 6 milyon TL olmak üzere toplam 30 milyon TL tazminat talep ettiler. Hasta ölebilir, lakin bu halde arka niyetli olmaları berbat. Su diyeti çaresiz hastalar için mucizevi bir tedavi. Birçoklarına insülini bıraktırdım. Hepsi kilo verdi, kronik hastalıklardan kurtuldu, obez olmaktan çıktı. Benim gayem burada ismim etkilensin ancak su diyeti tedavisine halel gelmesin. Bundan para da kazanmıyorum. Ben kardiyoloji doktoruyum, dâhiliye ihtisasım da var. Şu anda herkes su diyetini konuşuyor.”
SU DİYETİ VE OLAYIN SEYRİ
Hayatını kaybeden Aziz Aşçıoğlu, bir televizyon programında gördüğü Dr. Hamit Çelik’in su diyeti tedavisi için whatsapp çizgisinden bağlantıya geçti. Birinci görüşmede kendisine, “Yaş, kilo, uzunluk ve kısaca şikâyetlerinizi yazın” denildi. Verilen karşılık üzerine, “Tedavi 30 gün” denilerek bir başlangıç diyet programı önerildi. Aziz Aşçıoğlu’na, “Kullandığınız bütün ilaçları bırakın” denildi. Hasta, ilaçlarını bırakıp diyet programını uygulamaya başladıktan sonra her geçen gün daha berbata gitti. Hasta, günde dört kere şeker ölçüm sonuçlarını nizamlı olarak Dr. Hamit Çelik’e iletti ve her seferinde, “devam” karşılığını aldı. Aşçıoğlu’nun şeker ölçümleri 160-190 üzere düzeylerde seyretti.
Soruşturma belgesinde hayatını kaybeden Aziz Aşçıoğlu ile ilgili Doktor Hamit Çelik’in, “Hastayı üç gün sonra insüline başlatmayı düşünmüştüm lakin başta benimle irtibatını kesmişti” ya da “Hatırlamıyorum lakin insülinlerini başlatın demişimdir” üzere muğlak sözler kullandığı belirtildi.
Sağlık Bakanlığı bilim heyetinin raporu doğrultusunda, Savcılığa yapılan cürüm duyurusunda şu tabirler yer aldı:
“Sadece insülinin kesilmesi tıbbi kusur değil bu türlü bir hastaya neredeyse kalorisi olmayan bir diyetle büsbütün aç bırakarak hayli ketotik (vücudun kendi dokularını yıkıp güç kaynağı olarak kullanmaya başlanan-otofaji bedenin kendi kendini yemesi sonucunda oluşur) bir diyet uygulanması da tıbben yanılgıdır. Diyabetik ketoasidor olmaması aslında mucize olurdu. Üstelik Doktor, 23 yıldır diyabetik, kronik böbrek hastalığı ve hipertansiyonu olduğu anlaşılan Aziz Aşçıoğlu’nun hiçbir tıbbi kaydını istememiş, tetkik yaptırmamış, koroner anjiyografi yaptırtmamış; hastaya yalnızca kan şekerini takip edin ve bana söyleyin kâfi diye iptidai bir tekniği geliştirmiştir.
Yazışmalarda görüldüğü üzere, doktor hastada ketoasidor gelişmiş olabileceğini öngöremeyip, acil servise gidin demek yerine, “soda-limon-ekşi elma yiyin” diyerek diyete devam etmesini istemiş ve hastanın durumunun ağırlaşmasına yol açmıştır.
Tıbben akılla-bilimle izahı mümkün olmayan bir yanılgılar zinciri ile hasta acil servise ağır bir ketoasidoz (şeker koması) tablosu ile götürülmüş, muayene ve tetkikleri yapılırken acil serviste muhtemelen bir miyokard enfarktüsü (kalp krizi) eklenip kalp durması sonucu kardiak arrest (kalp durması) olmuştur. Yine canlandırma 10 dakika mühletle yapılsa da beyin oksijensiz kaldığından kalp tekrar çalışmış ancak şuur kapalı kalmıştır. İzleyen ağır bakım tedavisi süreçleri kâfi olmamış, hasta bu sürecin sonunda ölmüştür.”
RAPORA İTİRAZ VE DAVA
Dr. Hamit Çelik, hastayı Nisan 2023’te tedaviye aldığını, 3 gün diyet uyguladıklarını lakin üçüncü günün sonunda bağlantının kesildiğini söyledi. Üç günün sonunda kalp krizi geçiren ve ağır bakıma alınan hasta 9 ay sonra taburcu oldu ve 18 Nisan 2024’te hayatını kaybetti. Olay tarihi kayıtlara 2024 olarak geçti. Sıhhat Bakanlığı’nın raporuna itirazı kabul edilmezse Doktor Hamit Çelik hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun 83. Hususuna nazaran, “İhmali davranışla taammüden adam öldürme” suçlamasıyla 10-25 yıl mahpus istemiyle dava açılabilecek.
patronlardunyasi.com
