Stellantis, IBIS teknolojisiyle donatılan ilk prototip aracını tanıttı

Şirketten yapılan açıklamaya nazaran, Stellantis, dünya çapında iştirakler ve işbirlikleriyle kesimin geleceğine yatırım yapmaya devam ediyor.

Söz konusu kapsamda şirket, TotalEnergies iştiraki Saft ile işbirliği içinde, daha verimli, sürdürülebilir ve maliyet faal bir güç depolama ve elektrik dönüşüm sistemi geliştirmeyi amaçlayan Fransa merkezli ortak araştırma projesi IBIS teknolojisini barındıran prototip aracı tanıttı.

Gerçek yol şartlarında testleri başlayan süreç, hem taşınabilir hem de sabit güç uygulamalarında elektrifikasyonu ileriye taşımada sıçrama manasına geliyor.

IBIS teknolojisiyle donatılmış birinci tam işlevsel batarya elektrikli araç (BEV), STLA Medium platformu üzerinde geliştirilen yeni Peugeot E-3008 oldu.

Prototip, Stellantis ve Saft’ın E2-CAD, Sherpa Engineering ve CNRS, Université Paris-Saclay, Institut Lafayette üzere Fransız araştırma kurumlarının takviyesiyle yürüttüğü yıllara dayalı tasarım, modelleme ve simülasyon çalışmalarının sonucu olarak ortaya çıktı.

Sabit uygulamalar için 2022 ortasından bu yana kullanılan birinci IBIS gösterim sistemi faaliyetlerine devam ederken temel teknik kavramları doğrulamış ve çok sayıda patente yer hazırlamış oldu. Taşınabilir prototipe geçiş ise sistemin gelişiminde kıymetli evre manasına geliyor.

ELEKTRİKLİ GÜÇ AKTARMA SİSTEMİNİ YİNE TANIMLIYOR

IBIS, kimyası yahut kullanım alanı ne olursa olsun, invertör ve şarj fonksiyonlarını direkt batarya içerisine entegre ederek elektrikli güç aktarma sistemini tekrar tanımlıyor.

Bu mimari, hem alternatif akım (AC) hem de yanlışsız akımı (DC) destekleyerek enerjiyi direkt motora yahut şebekeye aktarırken, tıpkı anda aracın 12 voltluk ağına ve yardımcı sistemlerine de güç sağlıyor.

Böylece “verimlilik ve performans, “ağırlık ve alan tasarrufu”, “daha süratli şarj” ve “basitleştirilmiş bakım” olmak üzere 4 farklı temel yarar sağlanıyor.

Kapsamlı tekrar süreç muhtaçlığını azaltarak bakım süreçlerini sadeleştiren IBIS, ikinci ömür bataryaların sabit otomotiv uygulamalarında yine kullanımını kolaylaştırıyor.

Projenin ikinci kademesi, Fransa 2030 programı kapsamında Fransız hükümetinin dayanağıyla Haziran 2025’te başlamıştı.

Odak noktası, temsil edici sürüş şartlarında gerçekleştirilen gerçek yol testleri olurken, süreç, IBIS teknolojisinin 10 yılın sonuna kadar Stellantis üretim araçlarına entegre edilmesinin önünü açabilmesi bekleniyor.

Otomotivin ötesinde IBIS mimarisi, demir yolu, havacılık, denizcilik ve data merkezleri dahil olmak üzere geniş bir uygulama alanına potansiyel sunuyor. Bu da Stellantis ve Saft’ın ölçeklenebilir ve sürdürülebilir elektrifikasyona olan bağlılığını güçlü formda ortaya koyuyor.

“PROJE, SADELEŞTİRMENİN İNOVASYON OLDUĞUNA DAİR İNANCIMIZI YANSITIYOR”

Açıklamada görüşlerine yer verilen Stellantis Mühendislik ve Teknoloji Yöneticisi Ned Curic, projenin, sadeleştirmenin birebir vakitte inovasyon olduğuna dair inançlarını yansıttığını belirtti.

Elektrikli güç aktarma organlarının mimarisini yine düşünerek ve sadeleştirerek sistemi daha hafif, daha verimli ve daha maliyet aktif hale getirdiklerini aktaran Curic, “İşte bu tıp yenilikler, müşterilerimize daha erişilebilir ve daha yeterli elektrikli araçlar sunmamıza yardımcı oluyor.” sözünü kullandı.

Saft Güç Depolama Sistemleri İcra Lider Yardımcısı Herve Amosse de projenin, inovasyondaki liderliğinin göstergesi olduğuna dikkati çekti.

Teknojilerini yeni jenerasyon uygulamalarına entegre ederek, akıllı, esnek ve sürdürülebilir güç tahlillerinin yeni çağını başlattıklarını kaydeden Amosse, “Saft, gelişen pazar gereksinimlerine yönelik uzun vadeli ve maliyet faal tahliller sunan ileri araştırmalarda öncülüğünü sürdürmektedir.” değerlendirmesini yaptı.

patronlardunyasi.com