Şarkıcı Karsu’dan ‘Dominant’ itirafı: Bence değilim ama eşim beni dominant bulur

İşte Posta’dan Oya Çınar’ın o röportajı:

Size bayılıyorum. Sesiniz, müziğiniz, her şeyiniz o kadar kendinize has ki… Ne yiyip ne içince Karsu olunuyor?

Teşekkür ederim. Ben hem özel hayatımda, hem işimle ilgili o kadar rahat ve içimden geldiği üzere hareket ediyorum ki… Bunun tesiri olabilir. Türkiye’de fark ediyorum ki herkes çok kuralcı. Onun menajeri, bunun asistanı, hatta asistanın asistanı var… Bunlar bana nazaran değil. Bir de hayat zati çok kırılgan. Yarın ne olacağını bilmiyoruz. Hayatı o kadar da ciddiye almıyorum.

MÜZİĞİMİ TANIMLAMIYORUM ANCAK ‘KARSU MÜZİĞİ’ DİYENLER VAR…

Ne hoş bir farkındalık seviyesi…

E, o denli çünkü… Eni sonu hepimiz ölüp gideceğiz. Ben mesela oburlarının benim hakkımda ne düşündüğünü de hiç dikkate almam. Bu benim hayatım. Nereye gideceğime, ne konuşacağıma, ne giyeceğime ben karar veririm. Bu da hem yaptığım işe hem hayatımın geneline yansıyor sanırım.

Karsu deyince ‘caz müzik sanatçısı’ geliyor akıllara lakin müziğiniz o kadar çok tipi içinde barındırıyor ki… Siz bir çerçevenin içine koyabiliyor musunuz müziğinizi?

Ben de çok sorguluyorum bunu bazen. Hollanda’da yaptığım bir röportajda, karşımdaki kişi “Buna artık Karsu müziği demeliyiz” demişti. Çok hoşuma gitmişti. Son albüm özelinde biraz daha özüme dönmek istedim; o başka. Daha klasik müzik hakim. Piyano, yaylılar, kemanlar… İstedim ki sahnede tümüyle bir orkestra müziği hakim olsun bu albümle birlikte.

HAYAT, HERKES İÇİN GÜÇ HİÇBİRİMİZ YALNIZ DEĞİLİZ

Hep çok üretkensiniz. Vakit zaman tıkandığınız da oluyor mu?

Pandemide hiçbir şey üretemedim; herkes üzere şoktaydım. “Ne oluyor dünyaya?” diye. Zelzele periyodunda de tıpkı biçimde. Uzun mühlet hiçbir şey yapmak gelmedi içimden. Sonra hani ayılar kış uykusuna yatıp uyanır ya… Onu hissettim. Bir halde umuda sarılmalı ve devam etmeliyiz.

Albümün ismi ‘Tabula Rasa’. Boş zihin manasına geliyor. Neden bu ismi koymak istediniz?

Evet yeni başlangıç, yeni bir bahar… Herkesin hayatında inanılmaz sıkıntı devirler oluyor. Hiçbirimiz yalnız değiliz ve makûs bir şey olduğunda onu yalnızca biz yaşıyoruz üzere hissediyoruz. Hayır; hayat herkes için çok güç. O yine başlama hissini hiç kaybetmemeliyiz. Bu yüzden albüme bu ismi çok severek verdim.

HER ŞEYİ BEN HALLEDERİM’ HİSSİYLE ÖNDEN YÜRÜRÜM, EŞİM VE OĞLUM ARTTA KALIR

Yakında da küçük bir Türkiye turnesine çıkacaksınız sanırım…

Evet; çok heyecanlıyım. 30-31 Ekim’de İstanbul’da sahne alacağız. Sonra Eskişehir, Bursa, İzmir ve Ankara’ya gideceğiz. Sahnede de sürprizlerim olacak. Herkesi beklerim…

Kadınlara çok net bir bildiriniz var. “Önce kendini güçlü biri yap” diyorsunuz. Siz her durumda kendinizi güçlü tutabiliyor musunuz?

Annem bu iletisi DNA’ma koymuş resmen. Bir bayan olarak beni o kadar özgüvenle yetiştirdi ki. Her mevzuda bağımsız olmayı, kendi ayaklarımın üzerinde durmayı ailemden öğrendim. Annem ve babam en büyük ilham kaynağım. Ben bunu o kadar büyük yaşıyorum ki; eşim ve oğlum genelde geride kalır, ben daima önde yürürüm. “Ben artık her şeyi hallediyorum” diye. (Gülüyor) Her vakit bu duygudaydım.

Geçtiğimiz yıl Hollandalı spor menajeri Mike Schrama ile evlendiniz ve Türk geleneklerini de uyguladınız. Damadı bahşiş için kapıda beklettiniz… Onlara nasıl geldi bu detaylar?

Eveeet; yoksa çıkmazdım ki! (Gülüyor) Eşimin ailesi, kayınvalidem bu bahislere çok açık ve heyecanlı. Bayıldılar hepsi. Kınada halay da çektik daima birlikte.

Ve çabucak akabinde anne oldunuz. “Anne olunca anlarsın” kelamından yıla çıkarak; anne olunca tam olarak neyi anladınız?

Ben hudut olurdum bu türlü sözlere. Anlamazdım hiç. Bir gün anneme dedim ki, “Nasıl yani? Artık sen beni, benim Blues’u sevdiğim üzere mi seviyorsun? Vaoooov!” Daha büyük bir sevgi yokmuş sahiden.

BENCE DOMİNANT DEĞİLİM FAKAT EŞİM BENİ DOMİNANT BULUR

Blues ismi nasıl aklınıza geldi?

Eşim buldu, bir kitap okurken apansızın, “Blues” dedi. Çok cool bulduk. Ben direkt ağlamaya başladım hatta. Bir de tam o devirde Hollanda’daki kanunlara nazaran bayanın soyadının eklenmesi de yasallaştı. Dönmez’i de ekledik. Bu da çok hoşuma gitti zira ben taşıdım onu 9 ay karnımda, ben doğurdum. Neden yalnızca erkeğin soyadını alıyor ki çocuk?

“Ben daima önden yürürüm” dediniz. Dominantsınız biraz galiba?

Bana sorsan, “Yooo, nereden çıkardın?” derim. Eşime sorarsan, “Evet, çok dominant” der. (Gülüyor)

Zorlandınız mı pekala hayatınız birden bu kadar değişince?

Amerikalıların bir atasözü var. “Bir çocuğu yetiştirmek için bir köy lazım” derler. Doğruymuş bence. Eşim, onun ailesi, benim ailem yardımcı olmasa ben işimi gücümü yapamazdım. O dayanak çok kıymetliymiş.

Evlilik ve çocuktan sonra, eşinizle aranızdaki aşk dönüştü mü biraz?

Hani o ‘düşsem beni her vakit meblağ, yanımda ve ardımda olur hep’ duygusu var ya. Eşim bana bunu yaşatıyor. Evlenmek benim için kıymetliydi her vakit. Biz, birbirimizi tanıyınca daima birlikte olmaya karar vermiştik esasen. Çocuk da çok hoş bir şey kattı ailemize. Oğlumu o kadar çok seviyorum ki… Eşimin de onu tıpkı biçimde sevdiğini görmek, bu paylaşım şahane bir şey. Bundan daha romantik bir şey olamaz! Aramızdaki aşk daha da büyüdü.

KISA KISA…

70 yaşında da sahnede olacak mısınız?

Evet; katiyetle.

“Hayatımın en memnun anıydı” dediğiniz o an?

Oğlumun doğduğu an.

Sabah kalkınca birinci ne yaparsınız?

Saate bakarım.

Batıl inançlarınız var mıdır? Nazara, sirkeli sularla güç temizlemeye inanır mısınız?

“Hayır” derim ancak aslında “evet!” (Gülüyor) Mesela şöyle bir anım var. Bir gün saçıma o kadar övgü aldım ki, annem “Bir nazar boncuğu takalım” dedi. “Yok artık anne!” dedim. Sonra o gün maşayla saçımı yaktım. Bu türlü şeyler olunca da “Ufff gerçek galiba” diyorum. Lakin o denli sirkeli sular falan… Hiç o denli şeyler yapmam. Arkadaşlarım çok inanıyor bu türlü şeylere. Burç bilgisine nazaran date’e çıkanlar var. Ben hiç sallamam o denli ayrıntıları.

patronlardunyasi.com