ASO Başkanı Seyit Ardıç’tan ‘acil’ vurgulu işletme ve yatırım kredisi çağrısı
ASO’nun eylül ayı meclis ile 2. ve 3. Organize Sanayi Bölgesi (OSB) müteşebbis heyet müşterek toplantıları Oda binasında gerçekleştirildi.
Ardıç, burada yaptığı konuşmada, Ankara’nın girişimcilik, yenilikçilik, AR-GE ve yüksek teknolojiye dayalı üretimdeki gücünü kanıtladığını, “TOBB Türkiye 100″de en çok firmayla yer alan vilayet unvanını elde ettiğini söyledi.
Ankara’yı sanayi ve teknolojinin başşehri yapma amacına kararlılıkla ilerlediklerini vurgulayan Ardıç, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın Odanın kıymetli projeleri olan “ASO Teknoloji Üssü” ve “ASO Özgür Bölgesi”ni destekleyeceğini açıklamasının kendilerini memnun ettiğini bildirdi.
Ardıç, gelecek yıl ASO Teknoloji Üssü’nün temelini atacaklarını, üssün tam kapasite faaliyete geçmesiyle eser geliştirmeden test ve doğrulama altyapılarına, sektörel mükemmeliyet ve üretim laboratuvarlarından mesleksel gelişim ve maharet dönüşüm yerleşkesi üzere birçok imkana sahip olacaklarını tabir etti.
“İZLENEBİLİR BİR PROGRAM SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMEYİ SAĞLAYABİLECEK”
Orta Vadeli Program (OVP) ile makroekonomik istikrar maksatlarının ayrıntılı halde ele alınmış olmasını ülke geleceği için umut verici gördüklerini belirten Ardıç, enflasyonun makul düzeylere düşürülmesinin, fiyat istikrarına yönelik kapsamlı siyasetlerin hayata geçirilmesinin inanç ortamının tesisine katkı sağlayacağını anlattı.
Ardıç, programda kredi büyümesinin selektif alanlara öncelik verilerek yönlendirilmesinin de memnuniyet verici olduğuna dikkati çekerek, “Bunlar, üretimin ve katma pahanın öncelikli maksatlar ortasında olduğuna işaret etmektedir. Yüksek faiz siyasetlerinin olumsuz tesirlerini bertaraf edecek ve üretimi destekleyecek uygun şartlı kredi hacminin artırılması biz sanayicilerin hükümetimizden acil beklentisidir.” dedi.
Kararlı, ölçülebilir, toplumsal kabul görmüş, global dinamikleri ve mahallî gereksinimleri özümsemiş, izlenebilir bir programın makroekonomik istikrarı ve sürdürülebilir büyümeyi sağlayabileceğini vurgulayan Ardıç, Merkez Bankasının faiz indirimine kaideler uygun olduğu sürece devam etmesi temennisinde bulundu.
Ardıç, KOBİ’lerin ve klâsik bölümlerde faaliyet gösteren sanayicilerin güçlü süreçten geçtiğine de işaret ederek şöyle konuştu:
“Sanayicilerimizin ayakta kalabilmesi için en öncelikli gereksinimleri işletme ve yatırım kredileridir. Gerçek dal olarak temel beklentimiz faiz indirimlerinin süratle ticari kredi faiz oranlarına yansıması ve kredi kısıtlamalarının kaldırılmasıdır. Öte yandan kamu dalının finansal piyasalardan fazla borçlanması, özel kesimin kredilendirmesine daha az kaynak ayrılması manasına gelmektedir.”
Bu yılın ikinci çeyreğinde büyüme sayılarının beklentilerin üzerinde geldiğini anımsatan Ardıç, bunun iktisattaki toparlanmayı gösterdiğini söyledi.
“YÜKSEK KATMA PAHALI ÜRETİM YAPMALIYIZ”
Ardıç, sanayi bölümünün yüzde 6,1’lik büyüme kaydettiğini, buradaki itici gücün ise son periyotta gelişim içinde olan savunma endüstrisi olduğunu lisana getirdi.
KOBİ ve klasik dalların dijitalleşme, yapay zeka ve robotik otomasyon dönüşümüne ayak uydurmasının zarurî olduğunu belirten Ardıç, teknolojideki bu gelişmenin endüstrinin ilerleyen periyotlarda daha da büyüyeceğine dair umutları artırdığını bildirdi.
Ardıç, artan ithalatın büyümeyi daraltıcı tesir yapacağını tabir ederek, “İthalattan daha fazla ihracat, yüksek katma kıymetli üretim yapmalıyız. Hangi kesimde olursak olalım biz sanayicilerin çıkışı, ihracatta pazar çeşitliliğini artırmaktan geçiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“EĞİTİM SİSTEMİMİZDE ESASLI VE YAPISAL ISLAHATLAR GEREKİYOR”
Ardıç, 15-34 yaşındaki 6,5 milyondan fazla gencin ne eğitimde ne de istihdamda yer aldığına işaret ederek, üniversite mezunu işsizlere dikkati çekti. Öğrencilerin yeteneklerini erken yaşlardan itibaren hakikat halde yönlendirecek bir eğitim sisteminin kurulması gerektiğini vurgulayan Ardıç, endüstricinin çalışan bulmakta zorlandığını söyledi.
Ardıç, mavi yaka çalışan gereksiniminin her geçen gün arttığını belirterek şunları kaydetti:
“Mesleki eğitim odaklı siyaset ve çalışmalarda somut çıktılara ulaşacak adımlar atmadıkça bu sorun büyüyerek devam edecektir. Eğitim, istihdamla entegre bir müfredata kavuşmadıkça ve iktisadın gereksinimlerine nazaran süratli formda adapte olmadıkça endüstrimizin rekabet gücü artmayacaktır. Artık bu döngüyü kırmamız gerekiyor. Bunun yolu da eğitim sistemimizde esaslı ve yapısal reformlardan geçiyor.”
Ardıç, ASO Eğitim Vakfının “kamu faydasına çalışan vakıf” statüsüne dönüşme sürecinin devam ettiğini, bu düzenlemeyle Oda olarak Sanayi ve Teknoloji Lisesi kurma tarafında atılacak adımların ivme kazanacağını kelamlarına ekledi.
patronlardunyasi.com
