Ertuğrul ÖZKÖK
Bodrum yarımadasının kuzey kısmı konusunda kararsızım.
Buraya Hamptons mı demeliyiz, yoksa Nantucket mi yoksa Martha’s Vineyard mı…
Üçü de en varlıklı Amerikalıların ikinci konutlarının bulunduğu yerler.
BODRUM ZENGİNLERİN KAÇAMAĞI SAYILIR MI
Hamptons, New York’un “Zenginler kaçamağı” olarak bilinen bölgesi.
New York kentinden otomobille 2-3 saat uzaklıkta.
Jay-Z ve Beyonce orada oturuyor.
Jennifer Lopez, Jerry Seinfeld, Sarah Jessica Parker, Robert Downey Jr.
Ve çok sayıda Wall Street kodamanı.
Nantucket ise kuzeyde Boston yakınlarında bir ada.
500 milyon dolardan aşağı servetin mesken sahibi olamadığı bir yer.
Martha’s Vineyard da ona yakın bir ada.
Orası da sinema oyuncuları, sanatkarların tatil beldesi.
BÜYÜK YATLARIN ÜCRETSİZ MARİNASI HALİNE GELEN CENNET KOY’DAKİ O İNŞAAT
Bodrum’un Yalıkavak’tan başlayıp, Torba’ya kadar uzanan kuzey kıyısı giderek Amerika’nın bu üç yerine benzemeye başladı.
Fiyatlar bile yaklaşıyor oraya.
Bu yıl o kıyının önünden geçen herkes çorak bir yarımadanın üzerindeki devasa inşaat konuşuyordu.
Bir tarafı, giderek varlıklı yatlarının parasız marinası haline gelen Cennet Koyuna bakıyor.
Öteki tarafı ise şimdilik daha sakin olan Hattat Koyu’na.
İnsanlar konuşuyordu ve haklıydılar.
SAHİBİ MEHMET CENGİZ OLUNCA HERKES KONUŞUYOR
Çünkü dışardan bakıldığında nitekim insanı rahatsız eden bir manzarası vardı.
Bir de inşatı yapan şirketin sahibi Mehmet Cengiz olunca sonuç kaçınılmaz oluyordu.
Bodrum’a giden gitmeyen herkesin bu devasa inşaat hakkında bir fikri ve söylenecek kelamı vardı.
Yaz boyunca ben de tekneyle o inşatın önünden hayli geçtim.
Her inşaat manzarası üzere bu da irkilticiydi.
ÇEVREMİN BAKIŞI OLUMSUZ FAKAT BEN FARKLI DÜŞÜNÜYORUM
Ama oraya bu projeyi Bulgari’nin yaptığını bildiğim için merakım da büyüktü.
Önyargılı olmadan bakmaya çalışıyordum. .
Çevremdeki birden fazla insanın görüşü benim kadar tarafsız değildi.
Bana gelince…Bu tesise bakış açım farklı.
Bulgari markasının otelcilik anlayışını biliyorum.
Milano’da yaptıkları birinci oteli görmüştüm.
Üzerine “Bulgari” markası koydukları otelleren binaları ve iç dizaynları harikaydı.
ROMA’DA MUSSOLİNİ PERİYODUNDAN KALMA BİNADAKİ ESTETİK
Roma’da Mussolini periyodundan kalma diktatörlük anlayışının eseri binaya verdikleri estetik beni çok etkilemişti.
Bu binayı alırken çabucak önündeki.
Ayrıca Bulgari’nin otel stratejisi de ilgimi çekiyordu.
Çünkü itibarlı yerlere yerleşme üzere bir anlayışları vardı.
Milano, Londra, Dubai, Bali, Pekin, Şanghay, Paris, Tokyo ve Roma’da olmak üzere dokuz merkezi seçmişlerdi.
2026 ile 2030 yılları ortasında ise beş yeni destinasyonda açılması planlanıyorlar.
Bunlar; Maldivler Ranfushi (2026), Bodrum (2027), Miami Beach (2028), Cave Cay (2029) ve Abu Dabi (2030).
Yani Bodrum işte bu türlü özellikli bir ağa giriyordu.
O nedenle Bodrum’a ne yapacaklarını çok merak ediyordum.
BODRUM’U IBIZA DÜZEYİNE ÇEKEN MARKA YATIRIMLARI
Geçmişte Mandarin, Loft ve son olarak Maxx Royal yapılırken de tıpkı çıplak ve nahoş inşaat manzaralarıyla karşılaşmıştık.
Ama sonunda ortaya hoş projeler çıkmıştı.
Bunlara Türkbükü’ndeki Maça Kızı’nı da eklerseniz, bu tesisler Bodrum’u bir anda İbiza düzeyine taşımıştı.
O nedenle bir çok dostumun tersine ben bu türlü projeleri destekliyorum.
GEÇEN HAFTA BULGARİ’NİN OTEL LİDERİYLE KARŞILAŞTIM
Geçen hafta düzgün bir fırsat çıktı.
Bulgari Küme Lider Yardımcısı ve Bulgari Otel Kurucusu Silvio Ursini Bodrum’daymış, onunla karşılaştık ve bunları sordum.
Beni inşaata davet etti ve orada sohbet ettik. Yanında Bodrum’daki otele müdür olarak tayin ettikleri Max Zanardi vardı..
Giderken şunu farkettim.
Bodrum kıyılarının artık inşaat kadar tekne sorunu da var.
Marina üzere demirleyen tekneler nedeniyle Cennet Koyu’nun denizi neredeyse görünmez hale gelmişti.
Ama etraf tekrar hoş bir orman dokusuyla kaplıydı.
Bulgari Oteli ve rezidanslarının yapıldığı yarımada ise evvelden beri bir makiydi.
Orada orman yoktu.
BENİM KONUTUMUN 5 KATI 2000 METREKARE BİR MALİKANE
Silvio ile yarımadanın rezidans olarak yapılan kısımda tamamlanmış konutlardan mirinde konuştuk ve yemek yedik.
Ev dediysem, hakikaten Hamptons’taki malikanelere taş çıkartacak bir bina.
İç yeri 2000 metre kare.
Benim konutumun 400 metrekare olduğunu düşünürsem, beş katı.
20 tane 100 metrekarelik apartman dairesi yani.
DUVAR TAŞINA MICHAELANGELO HEYKELİ ÜZERE DOKUNAN BİR İTALYAN
Silvio bir İtalyan. Napoli’de doğmuş, üniversite eğitimin Amerika’da Washington DC’de yapmış.
Tabiatıyla taş hastası.
“Türkiye bir taş cenneti” diyerek başladı kelamına.
Sanki yapılan konutlarda en çok kullanılan taşlarla övünüyordu.
Sık sık elini duvarladaki taşlara dokundurarak şunu söyledi: “Bu o denli bir taş ki, meskene mobilya koymasanız bile bir sanat yapıtı.”
Duvarlardaki taşı bir Michaelangelo heykeli üzere anlatıyordu.
BU İNŞAATTA KAÇ BİNA VAR TAM LİSTE
En merak ettiğim sorudan başladım.
“Buraya ne yapıyorsunuz? Birçok insan sayının abartıldığını düşünüyor?”
Aslında orada daha fazla yapıya müsaade verildiğini fakat Cengiz Holding’le birlikte bu sayıyı azalttıklarını söyledi.
Sonra bana yapıların listesini verdi.
Toplam 101 Bvlgari Mansion varmış.
Resort, yani otel kısmına gelince;
43 konuk odasından oluşuyor. 40 bağımsız villa varmış.
İNŞAATTA BİR TEK AĞAÇ KESMEMİZE GEREK YOKTU ÇÜNKÜ
İkinci merak edilen bahis şuydu:
İnşaat alanı çok çıplak görünüyor. Ağaç kesildi mi?
Yarımadanın yepyeni halinde ağaç yokmuş. Hasebiyle tek ağaç bile kesilmemiş.
“Otel ve rezidanslar hizmete açıldıktan. Sonra dışardan bakıldığında bina görünmeyecekmiş.
BU SORUYU MEHMET CENGİZ BEYEFENDİYE SORUN
Üçüncü ve en kritik bahis ise buranın bir SİT alanı olmasıydı.
“Bu mevzuyu Cengiz İnşaat’a sorsanız daha gerçek olur.Çünkü inşaat onların ve hafriyat işlerini de onlar yaptı. Benim bilebildiğim kadarı ile inşaat için birinci kazmanın vurulduğu günden bu yana bu alandan tek toprak altı yahut kalıntı çıkmamış.”
Konuyu Mehmet Cengiz’e de sordum.
O da birebir yanıtı verdi.
SİT olarak belirlenen bölgeye zati hiç dokunulmamış. O bölge geride eski maki dokusu ile olduğu üzere duruyor.
Yine Mehmet Cengiz’den aldığım bilgiye nazaran rezidansların satışına şimdi başlanmamış.
“Bütün resmi süreçleri tamamlandıktan sonra satışa başlayacağız” dedi.
ROMA’DAKİ ŞEF NİKO ROMİTO’NIN VİLAYET RESTORANTE’Sİ BODRUM’DA
Otel kısmına gelecek restoranları da muhakkak.
Roma’daki Michelin yıldızlı şef Niko Romito’nun bir restoranı da buradaki otelde açılacak.
Ayrıca bir Akdeniz mutfağı ve muhtemelen bir de Güney Kore restoranı düşünülüyor.
Show room olarak kullanılan meskenin salonunda projenin büyük bir maketi var.
Tamamlandığı vakit hoş olacak üzere görünüyor.
YALIKAVAK’TAN TORBA’YA BİR HAMPTONS PROJESİ
Bence Bulgari Resort ve Rezidansları Bodrum’un yükselen çizgisine çok uygun.
Bu proje tamamlandığında Bodrum’un bu tarafı Akdeniz’in Hamptons’u haline gelecek.
Yalıkavak’tan aşağı büyük bir marka kıyısı oluşuyor.
Önce Edition Otel…
Aşağı yanlışsız, Maxx Royal bana nazaran Akdeniz’in en hoş tesislerinden biri.
Mandarin neredeyse bu kümenin “Flagship’i” haline geldi.
Düşünün yüzde 50 payı 500 milyon dolara satıldı.
Cennet Koyu’nda Bulgari üzere bir marka.
Onun ilerisinde Loft ve Aman Hayal.O proje dana da büyüyor.
Biraz altına tekrar çok büyük bir memleketler arası marka geliyor.
EN GEÇ 5 YIL İÇİNDE TORBA DA BU VARLIKLI COĞRAFYAYA GİRER
Eminim bu kıyının tesir alanı en geç 5 yıl içinde Torba koyuna kadar inecek ve Torba da bu bölgenin içine girecek.
Zaten Hilton’un en itibarlı ve üst markası ıSoussona daha şimdiden bu Hamptons coğrafyasını Torba’ya bağladı.
Tahminim, Four Seasons tamamlandığında bu marka zinciri Gökova tarafına geçecek. Daha şimdiden Onun çabucak ilerisinde de Kempinski var.
Tahminim yarımadanın bu tarafının yeni Türk bükü Torba olacak.
Bodrum’un bu tarafında gelişmeler bu türlü.
BODRUM LÜKS KISMINDA BU YAZ NASIL GEÇTİ
Ancak Bodrum’da bu yaz her yerde anlattığım kadar parlak değildi.
Maçakızı eski ve sağlam imajı ve müşteri portföyü sayesinde durumunu korudu.
Sezonun en memnun yeri tahminen ikinci yıl üst üste Scorpion oldu.
Mikonos’un markası bu yaz da en beğenilen yerdi.
Lucca da durumunu koruyanlardandı.
En çok konuşulan yerlerden biri de Mandarin’in içindeki “Gigi” oldu..
45 GÜNLÜK MEVSİM BODRUMUN MASRAFINI KARŞILAMIYOR
Bodrum lüks segment raporu şöyle:
Bu dönem bence geçen döneme epeyce yakın geçti, çok uzun bir dönem değildi. Ağır devir yaklaşık iki ay sürdü.
Yabancı üst segment müşterisi için tanınan bir destinasyon olmayı sürdürüyor.
Yerli turist içinse maalesef menu enflasyonu ve pahalılık algısı Bodrum’da hâlâ bir sorun.
Aslında Bodrum’da farklı bütçelere nazaran seçenekler olsa da, artan maliyetler sebebiyle bilhassa üst segmentte rekabetçi olunamıyor.
Bu durum da üst segmenti tercih eden yerli turistin öteki ülkeleri seçmesine neden olabiliyor.
Bodrum’un acil olarak yapması gereken en değerli şey şu: mevsimi uzatmak..
45 günlük bir mevsim Bodrum maliyetini kaldıramıyor.
ESKİ BODRUM’UN UYANIŞININ BİRİNCİ İŞARETİ KARMA MI
Geleyim eski Bodrum’a…
Eski Bodrum’da mevsim pek âlâ geçmedi. Ancak Bodrum’un içinden bu yaz umut veren işaretler var.
Yazın en çok konuşulan yeri yeni açılan Karma oldu.
Karma restoran güya eski Bodrum’un uyanışının birinci işareti verdi.
Bodrum’un kimi kıdemlileri bunu “eski Küba Bar efsanesinin tekrar doğuşu” olarak niteliyor.
MARİNA VİSTA ESKİ BODRUM’UN YENİ BYBLOS’U OLABİLİR Mİ
Bodrum’da ikinci hoş haber Marinanın tam karşısındaki Marina Vista otelin renovasyonu olacak.
Marina Vista yeni bir vizyon ve yeni haliyle Bodrum’a Saint Tropez’deki Byblos’a benzeyen bir hava getirebilir.
Bu ortada Bodrum Milta Marina’nın Akdeniz’deki en hoş kent marinası olduğunu söyleyebilirim.
Benim için Monaco marinasından bile hoş.
BU YAZIN BENİM İÇİN GASTRONOMİ SÜRPRİZLERİ
(*) EN GÜZELVONGOLE Benim için İtalyan yolu “Vongole” makarnadır. Yani kum midyeli makarna. Ne yazık ki Türkiye bir kum midyesi çenneti olduğu halde uygun bir vongole yiyecek yer az.
Bu yaz en uygun vongoleyi Maçakızı’nda Aret Şahinyan’ın mutfağından yedim.
IZGARA KALAMAR TORBA GONCA
(*) EN HOŞ IZGARA KALAMAR Ne Yunanistan, ne öteki yer. Bodrum Gonca.
Bu yaz ününü çok duyduğum Torba’daki Ali Gonca’ya gittim. Artık ismi yalnızca Gonca.
Kargı şişte ızgara kalamarı harikaydı.
Artık duygusal hayvan ahtapotu yemiyorum fakat kalamar hala menümde…
BENİ İNCE PİZZADAN NAPOLİYE GEÇİREN MUTFAK
(*) EN ÂLÂ NAPOLİ YORDAMI PİZZA Aslında pizzada ince kıtır olanı seviyordum. Ancak bu yaz Sossana’nın terasındaki restoranda kusursuz bir Napoli yolu kalın pizza yeyince, zevkim o tarafa yanlışsız taraf değiştirdi.
Bu ortada Soussona’nın terasındaki güneş batışının kusursuz olduğunu da söyleyeyim.
1968 YAZIMIN BİTEZ’İNE DÖNÜŞ
(*) BU YAZ BİTEZ’İ KEŞFETTİM: Benim Bodrum hayatım 1968’de Bodrum içi, Günbet ve Bitez’le başlamıştı.
Ancak yıllarda daha çok Bodrum’un varlıklı kıyısında yani kuzey yakasında geçti.
Bu yaz Mehmet Yılmaz sayesinde Bitez’i keşfettim tekrar.
Bodrum’un bu kesitinde hala o eski hoş Bodrum yaşıyor.
Evet mevsim işte bu türlü geçti..
Önümde dana kaç papatya ve Urla baharı ve Bodrum yazı var bilmiyorum lakin Ege benim için giderek daha değerli hale geliyor.
BODRUM’DA YAZ MEVSİMİNİ KAPATMAK İÇİN YENİ BİR ALBÜM
Bodrum’da yazı kusursuz bir yeni albümle kapatıyorum.
İki hafta evvel Spotify ve. Teki streaming platformlarına harikulade bir caz al ümü kondu.
Angelina Jordan’ın “Secret of the Soul” isimli albümü.
Tam bir sonbahar albümü. Bütün müziklerin hepsi çok hoş.
Angelina Jordan şimdi 19 yaşında bir kız,
Ama sesi çok olgun.
21’inci Yüzyılın en düzgün caz müzikçisi diye bende iki isim vardı.
Biri Amy Winehouse..
Öteki Lady Gaga…
Şimdi üçüncü olarak Jordan’ı ekledim.
Daha 7 yaşındayken Norveç’in “Yetenek Sizsiniz”yarışmasına katılmış ve caz tarihin en kült müziklerinden biri olan Billie Hallyday’in “Glommy
Sunday” müziğini söylemiş.
O da harika bir yorum.
patronlardunyasi.com