Ertuğrul Özkök dünya jet setinin gözdesi Saint Tropez’e hangi zengin arkadaşları ile gitti?
Gazeteci Ertuğrul Özkök, geçen hafta gittiği Saint-Tropez izlenimlerini yazıya döktü.
Bizler de keyifle okuduk.
Ancak, Ertuğrul Özkök’ün gittiği yer dünya jet-setinin gözdesi Saint-Tropez ve beraberindekiler de ‘zengin arkadaşları’ olunca hali ile İşverenler Dünyası’nın ilgi alanıydaydı.
Ertuğrul Özkök, başında haşır şapkası, güneş gözlükleri ile Kulüp 55’in fotoğrafçısına portre fotoğrafını çektirmişti.
Ancak yazısında şöyle bir detay veriyordu; “ Kulüp 55’in fotoğrafçısı hepimizin tek tek portlerini çekti”
Yani, Ertuğrul Özkök’ün Saint-Tropez’deki güçlü arkadaşlarının da portre fotoğrafları çekilmişti.
Patronlar Dünyası olarak Kulüp 55’in fotoğrafçısına poz veren o işverenlerin portrelerini merak ettik.
Bu haberi grup olarak kendi içimizde tartışırken de, “Ah nerde o eski gazetecilik eski cemiyet muhabirleri olsa artık o zenginlerin peşine düşer ne eder eder o portre fotoğrafları bulur, Saint-Tropez’deki geceleri yazarlardı” dedik.
Maalesef şimdilerde cemiyet haberlerini o ünlü şu plajda, oburu buradanın ötesine geçemiyor.
Neyse kelamı uzatmayalım ve Ertuğrul Özkök’ün Saint Tropez izlenimlerinin bir kısmını buraya bırakalım;
“Buraya birinci kere 1974’de, Ankara Basın Yayın Yüksek Okulu’ndan arkadaşlarım Canan – Ahmet Tangün ve Attila Girgin’le gelmiştik.
Sonradan ünlü bir Türk sinema oyuncusu olacak olan Şerif Sezer’le, eşi Hacı Erol’un çadırında kalmıştık daima birlikte.
Ertesi sabah plaja birinci adımımızı attığımızda, hayatımızdaki birinci üstsüz güneşlenen bayanı görmüştük.
Attila ayağını taşa çarpış ve başparmağı kırılmıştı…
Geçen pazar varlıklı arkadaşlarımla Club 55’te
O gün cebimizdeki, lakin ucuz bir roze şarap içmemize ve kolay pailla yememize yetecek para vardı.
Geçen pazar güçlü bir arkadaş kümesi ile işte o plajın biraz ilerisindeki Clup 55’e gittik.
Burası Saint Tropez’nin Maçakızı…
Bölgenin en eski kulübü.
Artık klasikleşti, genç nüfus dansı ve cümbüşü daha yeni kulüplere gidiyor.
Club 55’in fotoğrafçısının çektiği bu kare ile yeni bir usule geçiyorum
Club 55’in fotoğrafçısı hepimizin tek tek portrelerini çekti.
Bodrum Marina’daki Mudo mağazasından aldığım hasır şapkamla kendime yeni bir usul yapmaya karar verdim.
Kendimi bir Serie Noir sinemasındaki üzere hayal ediyorum artık.
Saint Tropez’de üç gün bu yeni üslubumla dolaştım.
Bardot’un meskeni, “La Madrague” yakınında yüzerken düşündüklerim
En keyif verici anlarımdan biri, Brigitte Bardot’un meskeni La Madrague’ın biraz ilerisinde denize girmekti.
Görünür arada benden diğer yüzen kimse yoktu.
Tekrar stanttaki karelere döndüm.
Bütün bu yılları, o stanttaki beşerlerle yaşadık.
O jenerasyon için epeydir hazan mevsimi geldi.
Edith Piaf, Leo Ferre, Dalida öldü.
Eddie Barclay 2005’te ayrıldı o karelerden.
Sonra Johnny Hallyday, Charles Aznavour, Belmondo, Alain Delon gitti.
Bardot 90, ben 78 yaşımdayım artık
Brigitte Bardot geçen yıl sonunda 90’ıncı yaş gününü burada kutladı.
Yanında üç beş arkadaşı vardı.
Ben nisanda 78 yaşıma girdim.
Orada, Brigitte Bardot’nun konutunun yanı başında inandığım tek ilaha şükrettim.
Ünlü genel yayın yönetmeni Ben Bradlee’nin dediği gibi…
That was a good life…
Nargile dumanından ibaret bir sis kapladı hoş villeggiaturamızın üzerini
Ama ne yazık ki her şey apansızın altüst oldu.
Popülist başkanların kasaba ahlakı kıyıların sevincini aldı götürdü.
Sayfiye artık Saint Tropez popülist kasaba siyasetçilerinin buyruğuna girdi.
Ve ne yazık artık hiçbiri Louis de Funes üzere komik ve eğlenceli değil.
Nargile dumanından ibaret bir sis kapladı hoş villeggiaturamızın üzerini…”
patronlardunyasi.com
