İDOB, 21 yıl sonra Romeo ve Juliet balesini yeniden sahneliyor

Shakespeare’in yapıtını yorumlayan Sergey Prokofyev’in uyarladığı şovda, aşk, tutku, nefret ve fedakarlık üzere insan tabiatının hislerinin şık ve estetik içinde harmanlanması hedefleniyor.

Klasik balenin teknik incelikleriyle birleşen dramatik anlatım, Ricardo Amarante’nin İDOB dansçıları için oluşturduğu koreografiyle izleyiciye sunulacak.

Gösteriye ait açıklamada bulunan İDOB Başkoreografı Ayşem Sunal Savaşkurt, Romeo ve Juliet’in bale dünyası için çok kıymetli eser olduğunu belirterek, “Drama, oyunculuk tarafı çok yüksek. Formumuzu canlı tutmak için haftada 6 gün idman yapıyoruz. Bu türlü bir eser geldiği vakit o antrenmanların üstüne sanatçılığımızı koyuyoruz. Bu tip yapıtlarda sanatçı olduğumuzu hissediyoruz. Prokofyev’in müziği çok ön planda. Müziği dinlediğimizde yapıtı bize anlatıyor. Üstüne koreografın ve sanatkarların yorumu da katıldığında çok özel eser oluyor.” dedi.

Savaşkurt, en son 21 yıl evvel Romeo ve Juliet yapıtını sahnelediklerini anımsatarak, şunları kaydetti:

“Bu manada da çok kıymetli. Bu yapıtı düşünürken istedik ki İDOB’a özgün bir koreografi yapılsın. Bu sebeple Ricardo Amarante’yi davet ettik. Daha evvel yurt dışında birlikte çalışmıştık. Bu eser için yaratıcı grup oluşturduk. Bu grupla yaz aylarından itibaren online olarak çalışmaya başladık, kararlar aldık. Ricardo da 2 aydır burada. Artık son hazırlıkları yapıyoruz.”

“BU YAPITLA İDOB SANATKARLARI DÜZEY ATLIYOR”

Çok keyifli çalışma olduğunu söyleyen Savaşkurt, “Yaratıcı takımın yanı sıra atölyelerimiz özveriyle çalıştı. Dekorda yer alan her modül, her köşe elle yapıldı. Juliet’in yattığı mezarın kenarları oya üzere elle işlendi, lahit yapıldı. Çok büyük emek verildi. Kostümler, terzilerimiz tarafından dansçılarımıza nazaran tek tek yapıldı.” diye konuştu.

Savaşkurt, 10 yıldır başkoreograf olduğuna işaret ederek, “Çok hoş eserler yaptık, hepsi içime sindi ancak bu çok özel oldu. Bu yapıtta başrol dansçıları kadar küme dansçıları da herkes dans ediyor. İnanılmaz ağır ve dramatik yükü olan bir eser. Bence bu yapıtla İDOB sanatkarları düzey atlıyor. 60 kişilik sahne grubunun yanında teknik grubumuzla yaklaşık 200 kişi bu şov için emek verdi.” tabirlerini kullandı.

“GELENEKSEL VERSİYONUNA BAĞLI KALARAK İŞ ORTAYA KOYMAYA ÇALIŞTIM”

Koreograf Ricardo Amarante de yapıtın çok hoş yapım olduğunu lisana getirerek, “Genel olarak setimiz, sahnemiz, her şey kusursuz. Çıkardığımız işle alakalı dayanılmaz hissediyorum. Eser tekraren sahnelendi fakat bu benim kendi yapımım. Çok fazla sevgiyle ve klasik versiyonuna bağlı kalarak iş ortaya koymaya çalıştım. Bu gösteriyi özel kılan en değerli faktör de sevgiyle yapılmış hoş iş olması.” değerlendirmesinde bulundu.

İlk kere bir koreografi yapmak üzere Türkiye’ye geldiğinden bahseden Amarante, “Genel olarak buradaki dansçılarla çalışmak benim için çok hoştu. Dansçı sayısının daha fazla olmasını isterdim. 2 aylık bir süreçte hazırlandık. Olağanda bu türlü şovlar 6-8 ay üzere müddetlerde hazırlanıyor. Kısa mühlet olmasına karşın çok hoş iş ortaya çıktı. Tekrar Türkiye’de çalışmak isterim.” dedi.

“KARİYERİM YARIN BİTSE BİLE EN ÇOK BUGÜNÜ HATIRLAYACAĞIM”

Gösteride “Romeo” rolünü üstlenen balet Batur Büklü, hayatında en çok dans etmek istediği iki eser olduğunu, bunlardan birinin “Romeo ve Juliet” olduğunun altını çizerek, “Bu rolde dans ettiğim için çok heyecanlıyım. Kitabını tekraren okudum, sinemalarını onlarca kere izledim. Daima içimde yaşattığım bir Romeo vardı ve bunu sahnede gösterecek olmak benim için inanılmaz heyecan verici. Hazırlık sürecinde de Ricardo ile çalıştık. Kendisi inanılmaz bir koreograf. Dans ederken kendi içimde yepisyeni şeyler keşfettim.” diye konuştu.

Büklü, yapıtı sahneye koyarken kendisini yaşıyormuş üzere hissettiğini lisana getirerek, şunları söyledi:

“Bu çok özel bir şey benim için. Dansçı olarak inanılmaz farklı deneyim oldu. Mesleğim yarın bitse bile en çok bugünü hatırlayacağım. Şovda inanılmaz hoş kıssa anlatımı var. Her karakterin bir öyküsü, karakter gelişimini görüyoruz. Öteki dansçılarla, karakterlerle yapıtı aldığımız yerden sonuna kadar birlikte götürmek inanılmaz heyecan verici bir his.”

Eserde çok insancıl şeyler olduğunu vurgulayan Büklü, “Herkes aşık olmuştur, üzülmüştür, terk edilmiştir, sevdiğine bir periyot kavuşamamıştır. Çok insani ve aslında klasik de bir kıssa. İki karşı ailenin içinde doğan bir aşk. Her insanın kendinden bir şeyler bulabileceği yerler var. Romeo, aşkı arayan, aşka aşık bir karakter. Juliet de Romeo’ya aşık. Uğruna ölebilecekleri çok özel bir şey buluyorlar. Bunun için de hayatlarını feda ediyorlar. Ben kendimi hiçbir şey için feda etmedim lakin Romeo için her şovda feda edeceğim ve bu bana inanılmaz memnunluk ve haz veriyor.” biçiminde konuştu.

Eserde ayrıyeten, Iskandar Anvarov, Matthew Solovieff, Berkay Günay, Berfu Elmas, Büşra Ay, Ayça Anıl, Ami Naito, Elifsu Pamukçu, Can Bezirganoğlu, Arda Erkara, Nuri Arkan, Çağatay Özmen, Alican Güçoğlu, Ali Türkkan, Ardis Kanat Tekkanat, Emre Kaynarsu, Oliver Spence, Onur Tunay, Bahadır Ovacıklı, Prensip Kodal, Deniz Kılınç Tunçeli, Melike Manav Yalçın, Zuhal Karaca, Melis Gülmen, Eda Yeker, Alkış Peker, Alper Akalın, Berin Kocabaşoğlu, Gizem Atik Tuncay, Zeynep Güçoğlu, Cenk Karayel, Sinan Kaymak, Hükümran Kement, Şeyda Duran, Büşra Yıldırım, Seda Borak, Merve Topaldemir, Naz Kurtuluş, Ayşe Aras, Naz Büklü, Nisa Deniz Ekmekçi dansçı olarak yer alıyor.

patronlardunyasi.com