İstanbul Devlet Opera ve Balesi 2024 sezonunu Caner Akgün ile değerlendiriyor
İstanbul Devlet Opera ve Balesi bünyesinde çabucak hemen her gün baleden operaya, çağdaş danstan konsere bir aktiflik var. Kentin saygın salonlarında seyirciyle buluşan kurum, dinamik bir takımla ülkenin temsiliyetini başarılı bir formda milletlerarası boyuta taşıyor. Cumhuriyet’in kazanımlarından olan İDOB, 2023’ten beri, başarılı sanatçı ve vizyoner bir yönetici olan Caner Akgün’e emanet. Kurumun Müdür ve Sanat Yönetmeni olan Akgün ile 2024’ü Ekonomim’den Deniz Burak Bayram’a kıymetlendirdi.
İşte o röpörtajın tamamı:
GEÇTİĞİMİZ YIL, İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ (İDOB) İÇİN NASIL GEÇTİ?
2024’te İDOB, tarihinin en yüksek seyirci ve hasılat noktasına ulaştı. Bunların büyümesi kıymetli fakat benim bakış açıma nazaran nitelikli bir büyüme bizim üzere sanat kurumları için daha kıymetli. 2023 Kasım’da misyona başladık ve çabucak Don Giovanni prömiyeri yaptık. Aralık sonu Fındıkkıran, Şubat’ta da II. Mehmet’i seyirciyle buluşturduk. II. Mehmet’in tesiri Avrupa basınında hissedildi; RAI’de ana habere çıktık. Milletlerarası boyutta Atatürk Kültür Merkezi (AKM)’nin güçlü vizyonu göründü.
CARMİNA BURANA DA BU GÜÇLÜ VİZYONU DESTEKLEDİ DEĞİL Mİ?
Evet. AKM’nin teknik kaidelerini, sahne imkânlarını tam manasıyla kullandığımız bir iş oldu. Bale, çağdaş dans, opera takımımızın büyük bir gövde gösterisi Carmina Burana. Yenilikleri, çağdaş sanat anlayışlarını bir ortaya getirdiğimiz, çağrışımsal ögelerle dolu, “koreografik sahne kantatı” olarak duyurduğumuz bir yapımdı.
BÖYLECE REPERTUVAR YELPAZENİZ DE GENİŞLİYOR…
Haklısınız. II. Mehmet ve Uçan Hollandalı çok akademik yapıtlardır. Opera literatürünün inceliklerini bilmeyi ve birikim gerektirir. Lakin halkımızın teveccühü çok yüksek oldu bunlara da. Beşerler AKM ruhunu özlemişler. Toplumun muhtaçlıkları ve ilgisi üzerine araştırma yapmak bir sanat yönetmeni olarak benim birincil vazifem. Rossini’nin yapıtı bu noktada uygun bir buluştu.
23 OCAK’TA DA VERDİ’NİN BAŞYAPITI LA TRAVİATA İDOB SAHNELERİNE DÖNDÜ.
2008’de Yekta Kara rejisiyle Süreyya Operası’nda sahnelenmişti eser. Bu yıl Alessandro de Marchi hazırladı, Recep Ayyılmaz reji koltuğunda oturuyor. 23 Ocak’ta prömiyerimiz vardı. Birçok konuk sanatçı ve şefi konuk edeceğiz. Mayıs’a kadar 14-15 temsil planladık.
BAZI YAPITLARIN MUHAKKAK BİR VAKİT SONRA TEKRAR GÜNDEME GELMESİ BİR GEREKSİNİM MI?
Kavram olarak şunu düşünüyorum: İDOB’un çekmecesinde La Traviata, La Boheme, iki Wagner operası olmalı. Zira bu ansambl çeşitliliğini sağlar. Kimi çevrelerden, klasikleri sahnelediğimiz vakit tenkitler geliyor. Klasik eserler bu türlü kıymetlendirilmez. Bunları kimse popülist kültürün metası hâline getirmesin. Klasikler vakitsiz yapıtlardır. Kendilerini, her vakit diliminde yine yaratırlar.
BALEDE PRÖMİYER VAR MI?
15 Mart’ta Sergei Prokofiev’in ‘Romeo ve Juliet’ balesini sahneleyeceğiz; başkoreografımız Ayşem Sunal Savaştürk’ün emekleriyle. Ayrıyeten Brezilyalı koreograf Ricardo Amarante gelecek.
AHMET ADNAN SAYGUN İLE İLGİLİ BİR ÇALIŞMANIZ VAR, ONDAN DA KELAM EDER MİSİNİZ?
Büyük bir iş daha yapıyoruz şu an. Bilkent Kütüphanesi’nin tozlu raflarından çıkardığımız bir başyapıt geliyor. Saygun’un el yazısından 786 sayfalık bir Gılgamış prömiyeri yapacağız ve bu “dünya prömiyeri” olacak. Goethe’nin Faust’u varsa bizim de Gılgamış’ımız var. Bunlar tıpkı ölümsüzlüğün, hayattaki aidiyet kavramının boşluğunun altını çizen iki eser. İkisi birebir anda oynansın çok isterim.
16’NCI İSTANBUL MİLLETLERARASI OPERA VE BALE ŞENLİĞİ ÇALIŞMALARI NASIL GİDİYOR? PROGRAM İÇERİĞİNİ BİRİNCİ AĞIZDAN DUYURALIM OKURLARIMIZA.
Bu yıl şenliğin yöneticisi benim. 10 Mayıs-3 Haziran tarihleri ortasında gerçekleştireceğiz şenliği. 10 Mayıs Leyla Gencer’in mevt yıldönümü. O yüzden açılışımızı onun ışığını yaşatacak bir konserle yapacağız. İsmine düzenlenen opera yarışının ödül sahibi gençler, La Scala Akademisi mezunları ve İDOB sanatkarları birlikte Gencer’i anacağız. Gılgamış’ın dünya prömiyerini söyledik. Saygun için bir hürmet konserinin yanı sıra pazar günleri Rossini’nin Külkedisi operasının çocuk versiyonu sahnelenecek. Tan Sağtürk ile Bale Dünyası da iki sefer perde açacak.
22 ve 30 Mayıs’ta “Dreams of Orient” başlığı altında bir Barok ansambl hazırlığımız var. Türk kahramanların anlatıldığı Barok yapıtlara mercek tutulacak. 26 Mayıs’ta Antalya DOB’un Tosca operasını konuk edeceğiz. Milletlerarası iş birliklerimiz de var. Sofya Operası, “Elektra” operası ile St. Petersburg’dan da Eifman Bale Topluluğu, 1-2 Haziran’da “Anna Karenina” ile 3 Haziran’da “Russian Hamlet” başlığı altında “Hamlet” yorumunu sahneleyecekler.
patronlardunyasi.com
