Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Bolu Toplumsal Bilimler Lisesinin spor salonunda özel olarak oluşturulan alanda görülen duruşmada, yangında kızı Zehra Sena Gültekin, damadı Bilal Gültekin ve torunları Muhammet Selim, Yusuf Sinaneddin ve Bekir Sadık Gültekin ile çiftin hami ailesi olduğu Sümeyye Güner’i kaybeden Mehmet Güner’e kelam verildi.
Güner, kızı ve ailesinin en üst katta konakladığını aktararak, evlatları hayatını kaybederken birebir kattakilerin koşarak otelden çıktığını, buna sabretmeye çalıştıklarını, içlerinin yandığını kaydetti.
Otelin itibar kaybetmemek için konuklarına haber vermediğini söyleyen Güner, şöyle devam etti:
“Saat 02.30’da yangın çıkıyor. Madem söndüremediniz saat 03.00’te haber verseydiniz kimseye bir şey olmazdı. Kızımla görüştüm ve yola çıktım. Eşim, Enes Gültekin’le de görüştü. Kızım kapıyı açamadı, Enes, ‘Habibe teyze, kapılar açılmıyor’ dedi. Eğitimsiz işçi, sorumsuz idare 78 cana mal oldu. Evlatlarımızı geri getirmenin imkanı yok lakin sebep olanlar kesinlikle cezalandırılmalı. Adalete inanıyoruz, mahkemeye güveniyoruz.”
Mehmet Güner, şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini belirtti.
Ağlayarak beyanda bulunan Habibe Güner de tek kızı olduğunu, onun da yangında ömrünü yitirdiğini lisana getirdi.
Şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras’ın ailesiyle, yangını kimseye haber vermeden odalarını terk ettiği anlara ait imajları izlediğini, bunun kendisini daha da yaraladığını anlatan Güner, “Sonuna kadar şikayetçiyim, sorumlular cezalandırılsın. Bu davanın emsal olması için en üst seviyeden cezalandırılmalarını istiyorum.” dedi.
Sümeyye Güner’in biyolojik babası İbrahim Güner, 9 sene evvel Doğu Türkistan’dan geldiklerini belirterek, Güner ailesinin kendilerini bağrına bastığını söyledi.
Güner ailesinin, bugüne kadar Sümeyye’yi kendi çocuklarından ayırt etmediğini söz eden Güner, sorumluların en ağır formda cezalandırılmasını istedi.
“YALNIZCA KENDİ CANLARINI KURTARMALARINI KABUL ETMİYORUZ”
Yangında kızı Feray Kanbolat ve torunu Oya Kanbolat’ı yitiren Sema Şahin de kendilerine kimsenin yangın olduğunu haber vermediğini lisana getirerek, saat 08.00 sıralarında televizyondan durumu öğrendiklerini aktardı.
Otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz’ı aradıklarını, aramalarına karşın dönüş olmadığını kaydeden Şahin, o panikle İzmir’den İstanbul’a geldiklerini, yurt dışında olan damadının yurda döndüğünü anlattı.
Bolu’ya giden damadına bir komiserin acı haberi verdiğini vurgulayan Şahin, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Paraya tapan insanların, sadece kendi canlarını kurtarmalarını kabul etmiyoruz. Turizm bakanı ve yetkilileri, çevre bakanı ve yetkilileri, içişleri bakanı ve yetkililerinden şikayetçiyim. Kızım ve torunumu tanınmayacak haldeyken teşhis etmek hepimizi derinden yaraladı. ‘Duymadım, bilmiyorum’ formundaki sözler, hem hatalı hem güçlü hem de tahrik edici haller, kaybettiklerimizi cürümler üzere sözler, insani ve vicdani sorumlulukları yıktı geçti. Ömür gücüm gitti, kendi mezar taşımı bile yaptırdım. Otel çalışanları ve otel sahiplerinin yangından burunları bile kanamadan kurtulmaları büyük muammadır.”
Çamaşırhane vazifelisi İrfan Urhan ise birebir otelde çalışan kızı Tuni Urhan’ın saat 03.25’teki telefon aramasıyla yangını öğrendiğini belirterek, bulunduğu kattaki kapıdan dışarıya çıktığını söyledi.
Oteldeki 35. gününde bu olayın yaşandığını söz eden Urhan, yangın tatbikatı, eğitimi, müdahale grubu, yangın tüpü, yağmurlama sistemi ve ihtar aygıtlarından haberinin olmadığını vurguladı.
Gazelle Otel Yiyecek İçecek Müdürü olan savunma tanığı Murat Demir de Grand Kartal Otel’de, Gazelle Otel Genel Müdürü tutuklu sanık Ahmet Demir’in rastgele bir vazifesinin olmadığını lisana getirdi.
Yangında 8 yakını hayatını kaybeden avukat Yüksel Gültekin’in, “Bazen otele kıymetli konuk gelir, Ahmet Bey size dikkat etmeniz için talimat verir mi?” sorusu üzerine Demir, değerli konuk geldiği vakit Ahmet Demir’in kendisine durumu aktardığını kaydetti.
Bunun üzerine Gültekin, “15-16 Aralık’ta Grand Kartal’a Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilisi denetime geldi mi? Size dikkatli olmanız konusunda ikazda bulundu mu?” sorusuna Demir, bu mevzuda haberinin olmadığını söz etti.
Gültekin’in, “Emine Hanım (şirketin idare heyeti üyesi tutuklu sanık Emine Murtezaoğlu Ergül) işveren olarak size talimat verir miydi? Eksikliklere karışır mıydı?” sorusuna karşılık Demir, “Evet talimat verirdi, uzun yıllardır otelde çalıştığım için beni arar söylerdi.” dedi.
Demir, Gültekin’in, “Emine Hanım otelde tesirli bir isim miydi?” sorusunu, “Hayır tesirli değildi.” formunda yanıtladı.
CUMHURİYET SAVCISI TALEPLERİNİ SUNDU
Talimatla alınan şahit beyanlarının okunmasının akabinde cumhuriyet savcısı, 2018-2022 yıllarında Grand Kartal Otel’in LPG iç ve dış tesisatının projesiz olduğunu bilerek gaz akışını kesmeyip kontrol vazifesini yerine getirmediğinden LPG tesisatı bakım vazifelisi tutuksuz sanık Doğan Aydın ile misyon yaptığı yıllarda oteldeki yangın güvenliği istikametinden eksiklikleri rapor etmediğinden iş sıhhati ve güvenliği uzmanı tutuksuz sanık Kübra Demir’in ağır kusurlu oldukları gerekçesiyle tutuklu yargılanmasını talep etti.
Müştekilerin davaya katılma taleplerinin kabul edilmesini isteyen cumhuriyet savcısı, sanıklar Mudurnu Güç Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Küresel Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ve itfaiye eri İrfan Acar için mesken mahpusu kuralını içeren isimli denetim kararlarının devamını talep etti.
Cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini istedi.
Duruşmaya, yarına kadar orta verildi.
patronlardunyasi.com