Küresel piyasalar Fed ve ECB’nin faiz kararlarına odaklandı
ABD’de başkanlık koltuğuna oturan Donald Trump’ın, Çin’e karşı ölçülü yaklaşımı ve müzakereye açık olduğunu söz etmesi, daha evvel uygulayacağını belirttiği tarifelerin milletlerarası ticaret üzerindeki belirsizliklerini bir nebze de olsa hafifletti.
Trump’ın görüntü konferans formülüyle katıldığı Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda (WEF), jeopolitik risklerin giderilmesine ait bildirileri ile petrol fiyatları ve faiz oranlarının düşürülmesi gerektiği tarafındaki açıklamaları da risk algısının bir ölçü azalmasına katkı sağladı.
Öte yandan, Trump’ın Çin’e yönelik ölçülü tavrına rağmen, ABD’nin Kanada, Meksika, Avrupa Birliği (AB) üzere ticaret partnerlerine yönelik tehditleri tasa oluşturmaya devam ederken, tarifelerin global ticaret savaşlarını tetikleyebileceğine ve ABD’de enflasyonist baskıları artırabileceğine ait dertler, varlık fiyatları üzerinde tesirli olmayı sürdürüyor.
Bununla birlikte, Trump’ın iktisat ve ticaret siyasetlerinin, enflasyonla çabada değerli ilerleme kaydeden Fed’in atacağı adımlarla çelişebileceği istikametindeki telaşlar sürerken, Fed’in gelecek hafta açıklayacağı para siyaseti kararları başta olmak üzere ağır bilgi gündemi yatırımcıların odağına yerleşti.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed’in yılın birinci yarısında faiz indirimi yapacağına yönelik öngörüler güçlü kalmaya devam ediyor. Bankanın bu ay faizi sabit tutacağına kesin gözüyle bakılırken, haziran ayında yüzde 96 ihtimalle siyaset faizini 25 baz puan indireceği iddia ediliyor.
Analistler, Fed’in faiz kararının piyasalarda oynaklığı artırabileceğini belirterek, kararın açıklanmasının ardından Fed Başkanı Jerome Powell’ın basın toplantısında yapacağı açıklamalarda bankanın projeksiyonlara ait ipuçları aranacağını söz etti.
Makroekonomik bilgi tarafında, ABD’de Michigan Üniversitesince ölçülen tüketici inanç endeksi, ocakta aşağı istikametli revize edilerek 71,1 oldu.
Ülkede tüketici inancı, işsizlik ve muhtemel tarifelerin enflasyon üzerindeki tesirlerine ait telaşlarla altı ayın akabinde birinci sefer düşüş kaydetti.
Tüketicilerin kısa vadeli enflasyon beklentisi ocakta yüzde 2,8’den 3,3’e çıkarken, Mayıs 2024’ten bu yana en yüksek düzeyini gördü. Uzun vadeli enflasyon beklentisi de yüzde 3’ten 3,2’ye yükseldi.
ABD’de imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), ocakta aylık 0,7 puan artarak 50,1 ile piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşirken, hizmet dalı PMI ise birebir devirde 4 puan azalışla 52,8’e inerek piyasa beklentilerinin altında kaldı.
Ülkede birinci defa işsizlik maaşı müracaatında bulunanların sayısı 18 Ocak ile biten haftada 223 bine yükselerek piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti.
Söz konusu gelişmelerle geçen hafta yüzde 4,53 düzeyine kadar gerileyen ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,62 düzeyinde dengelendi.
Altının ons fiyatı haftalık bazda yüzde 2,64 yükselişle 2 bin 772 dolardan alıcı buldu.
Dolar endeksi haftalık bazda yüzde 1,79 düşüşle 109,7 düzeyine çekilirken, Brent petrolün varil fiyatı da yüzde 2,91 azalışla 77,5 dolara indi.
NEW YORK BORSASI OLUMLU SEYRETTİ
ABD’de bilanço dönemi devam ederken Microsoft, Meta, Apple ve Tesla üzere teknoloji devlerinin gelecek hafta açıklanacak bilançoları bekleniyor.
Trump, Çin’e ait “ılımlı” olarak yorumlanabilecek açıklamalarda bulunması, bu ülkeye karşı gümrük vergileri uygulamak zorunda kalmamayı tercih ettiğini söylemesinin akabinde Amerikan borsalarında süreç gören kimi Çinli şirketlerin paylarında yükseliş görüldü.
Bu gelişmelerle haftalık bazda S&P 500 endeksi yüzde 1,74, Nasdaq endeksi yüzde 1,55 ve Dow Jones endeksi yüzde 2,15 kıymet kazandı.
Pazartesi Chicago Ulusal Aktivite Endeksi, yeni konut satışları, salı Conference Board Tüketici İtimat Endeksi, Richmond Fed Sanayi Endeksi, sağlam mal siparişler, çarşamba Fed’in faiz kararı, Fed Başkanı Powell’ın basın toplantısı, perşembe büyüme, haftalık işsizlik maaşı müracaatları, bekleyen konut satışları, cuma şahsî tüketim harcamaları fiyat endeksi bilgileri takip edilecek.
AVRUPA’DA GÖZLER ECB’NİN FAİZ KARARINDA
Avrupa borsalarında geçen hafta karışık bir seyir öne çıkarken, gözler gelecek hafta açıklanacak ECB’nin faiz kararı ve ardından ECB Başkanı Christine Lagarde’ın yapacağı açıklamalara çevrildi.
Öte yandan, Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) 55. Yıllık Toplantıları sona erdi. İsviçre’nin Davos kasabasında 20 Ocak’ta açılış merasimiyle başlayan tepe, bu yıl “Akıllı Çağda İşbirliği” temasıyla düzenlendi.
Zirvede 220 oturum gerçekleştirilirken, 130’dan fazla ülkeden iş insanı, siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi olmak üzere 3 bin iştirakçi bir ortaya geldi.
Yaklaşık 60 devlet başkanı ve başbakanın da katıldığı tepede, global belirsizlikler, ABD’de yeni başkanlık devri, ABD-Çin bağlantıları, Ukrayna ve Orta Doğu’daki gelişmeler, yapay zeka, pak güç dönüşümü ve müdafaacı ticaret siyasetleri dahil olmak üzere birçok husus ele alındı.
ECB Lideri Lagarde burada yaptığı açıklamalarda, Avrupa Birliği (AB) ve ABD’nin ticari problemleri müzakere ederek bağlantıları inançlı bir çerçeveye oturtması gerektiğini bildirdi.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva da, İsviçre’nin global enflasyonla gayret sürecinin şimdi bitmediğinin altını çizdi.
WEF Başkanı Borge Brende ise kapanış konuşmasında, bu hafta boyunca siyasi, jeopolitik ve makroekonomik açıdan muazzam bir belirsizliğin yaşandığının görüldüğünü belirterek, “Şu anda, kritik siyasi önceliklerin karşılanması için vakit süratle daralıyor.” dedi.
S&P Küresel ve Hamburg Ticaret Bankası (HCOB), Avro Bölgesi’nin ocak ayına ait Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) öncü datalarını açıkladı.
Verilere nazaran, Avro Bölgesi’nde aralıkta 49,6 olan bileşik PMI ocakta 50,2’ye çıktı. Bileşik PMI son 5 ayın en yüksek düzeyini gördü.
Aralıkta 45,1 olan imalat sanayi PMI da ocakta 46,1’e yükselerek son 8 ayın en üst düzeyine ulaştı.
Bu devirde hizmet dalı PMI ise 51,6’dan 51,4’e indi.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 2,83 ve Almanya’da DAX 40 endeksi yüzde 2,73 yükselirken, İngiltere’de FTSE 100 endeksi yatay seyretti. İtalya’da MIB 30 endeksi ise yüzde 0,18 bedel kaybetti.
Gelecek hafta pazartesi Almanya’da İktisat Araştırma Enstitüsünün (Ifo) İş Ortamı İnanç Endeksi, perşembe ECB’nin faiz kararı, ECB Başkanı Lagarde’ın basın toplantısı, Avro Bölgesi’nde büyüme, işsizlik oranı, Tüketici İtimat Endeksi, Almanya’da büyüme, cuma Almanya’da enflasyon ve işsizlik oranı bilgileri takip edilecek.
ASYA BORSALARI ALIŞ YÜKLÜ SEYRETTİ
Asya tarafında ise Trump’ın Çin’e yönelik ölçülü olarak yorumlanan açıklamaları, bölgedeki risk iştahını artırarak müspet bir seyir izlenmesine yol açtı.
Bölgede, Japonya Merkez Bankası (BoJ), siyaset faizini 17 yılın en yüksek düzeyine çıkararak, beklentiler doğrultusunda 25 baz puanlık artışla yüzde 0,50 düzeyine yükseltti.
Bankadan yapılan açıklamada fiyatlar artmaya devam ederken, temel enflasyonun yüzde 2’ye hakikat kademeli olarak arttığı tabir edildi.
Yenin kıymet kaybetmesi üzere nedenlerle ithalat fiyatlarındaki artışın tesiriyle enflasyonun 2025 mali yılında yüzde 2,5 civarında olmasının beklenen olduğu kaydedilen açıklamada, global finans ve sermaye piyasalarının genel olarak istikrarlı seyrettiğini lakin çeşitli belirsizlikler olduğu kaydedildi.
Ayrıca açıklamada Ocak Görünüm Raporu’nda sunulan görünümün gerçekleşmesi halinde, bankanın siyaset faiz oranını artırmaya ve nakdî genişlemenin derecesini ayarlamaya devam edeceği aktarıldı.
Japonya’da cuma günü açıklanan datalara nazaran aralık ayında Tüketici Fiyat Endeksi yıllık bazda yüzde 3,9 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşirken, ocak ayına ait imalat sanayi PMI 51,1 oldu.
Öte yandan, Trump’ın ticari tarifeler konusunda beklenildiği kadar agresif olmaması ve şirketlerin ABD’de imalat yaptığı sürece tarifelerden etkilenmeyeceğine yönelik haber akışı Çin’de risk iştahının yükselmesini destekledi.
Ticari tarife telaffuzlarına yönelik açıklamalarda bulunan Çin Başbakan Yardımcısı Ding Xuexiang korumacılıkla hiçbir yere varılamayacağını belirterek “Bir ticaret savaşında kazanan olmaz.” dedi.
Ülkenin ticaret fazlası peşinde olmadığını tabir eden Ding, ticareti dengelemek için yüksek kaliteli eser ve hizmetler ithal etmeye istekli olduklarını söyledi.
Bu gelişmelerle geçen hafta Hong Kong’da Hang Seng Endeksi yüzde 2,46, Çin’de Şanghay Bileşik endeksi yüzde 0,33, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 0,53 ve Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 3,93 yükseldi.
Gelecek hafta pazartesi Çin’de sanayi karları, China Federation of Logistics and Purchasing (CFLP) imalat ve hizmet bölümleri PMI, cuma Çin’de Caixin imalat kesimi PMI, Japonya’da Tokyo Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), sanayi üretimi, perakende satışlar ve işsizlik oranı dataları karşılanacak.
Pazartesi hariç geri kalan süreç günlerinde Asya’da birtakım borsalar Çin yeni yılı nedeniyle kapalı olacak.
YURT İÇİNDE TCMB’NİN FAİZ KARARI TAKİP EDİLDİ
Yurt içinde geçen hafta yükseliş eğilimi öne çıktı. Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 1,27 bedel kazanarak 10.104,85 puandan tamamladı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), 2025 yılının birinci toplantısında siyaset faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 250 baz puan düşürerek yüzde 45’e çekti.
Aralık ayında enflasyonun ana eğilimi gerilerken öncü dataların ocak ayında öngörülerle uyumlu bir artışa işaret ettiği belirtilen karar metninde, “Bu gelişmede, vakte bağlı fiyat belirleme ve geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi yüksek hizmet kalemleri öne çıkmaktadır. ” sözü kullanıldı.
Metinde, temel mal enflasyonunun görece düşük seyrettiği aktarılarak, son çeyreğe ait göstergelerin yurt içi talebin enflasyondaki düşüşü destekleyici düzeylerde bulunduğunu gösterdiği kaydedildi.
Bununla birlikte, milletlerarası derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin kredi notuyla ilgili bir karar almazken ülkeye ait periyodik değerlendirmesini tamamladığını duyurdu.
Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, Türkiye’nin kredi notlarının, ülkenin büyük, çeşitlendirilmiş ve dirençli iktisadı, ölçülü kamu borç yükü ve güzelleşen para ve makroekonomik siyaset aktifliğiyle desteklendiği aktarıldı.
Açıklamada, değerli ölçüde sıkılaştırılan para siyaseti duruşunun, yurt içi kredi büyümesini sınırladığı ve Türk lirasına olan inancı artırdığı, iktisadın tekrar dengelenmesini sağladığı, enflasyonist baskıları azalttığı, cari açığı daralttığı ve yabancı sermaye girişini teşvik ettiği belirtildi.
Enflasyondaki düşüşün bu yıl da devam etmesinin ve yıl sonunda yaklaşık yüzde 30’a gerilemesinin beklendiği aktarılan açıklamada, swaplar hariç merkez bankası döviz rezervlerinin artık sağlam bir halde müspet olduğu ve dış kırılganlık risklerini azalttığı vurgulandı.
Öte yandan Dolar/TL, haftayı bir evvelki kapanışın yüzde 0,3 üzerinde 35,6790’dan kapattı.
Yurt içinde gelecek hafta pazartesi Gerçek Kesim İtimat Endeksi, kapasite kullanımı, perşembe Ekonomik İtimat Endeksi, cuma dış ticaret istikrarı bilgileri ile milletlerarası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in beklenen Türkiye değerlendirmesi takip edilecek.
patronlardunyasi.com
