Kenan GÜRBÜZ

Turizm Cenneti Marmaris’in beğenilen tatil beldesi Selimiye’nin Derindere azmak mevkiinin kıyısında yapılması planlanan 145 yat kapasiteli marina ile çekek alanı, yöre halkının ve çevrecilerin yansısına yol açtı. Projenin ÇED ve halkı bilgilendirme süreci başlatılmıştı.
Marmaris Kent Siyasetleri Derneği (MKPD) üyeleri, planın hayata geçirilmesi halinde ‘göl’ görünümündeki dingin suyuyla bilinen Selimiye Koyu’nda telafisi imkansız etraf tahribatına yol açacağına sav ediyorlar.

Selimiye Muhtarlığı’nda bir ortaya gelen mahalle yaşayanları ve Dernek üyeleri, Muğla milletvekilleri Metin Ergun ve Selçuk Özdağ’ın da telefonla katıldığı toplantıda marina zıddı gayretin yol haritasını çizdiler.

Bu doğrultuda, birinci olarak mahalleli, Selimiye’nin girişine “Selimiye’ye marina istemiyoruz” yazılı pankart astı. 16 Ocak’ta da, 7 Muğla milletvekilinin de davet edildiği ‘Halk İştirak Toplantısı’ düzenleneceği açıklandı.

DENİZE, DENİZ CANLILARINA, TURİZME ZİYAN VERİR

MKPD Kurucu Üyesi ve Muğla Etraf Platformu (MUÇEP) Marmaris Temsilcisi Halime Şaman, Selimiye’nin, Datça-Bozburun Muhafaza Alanı’nda bulunduğuna dikkat çekti. Selimiye Koyu’nun derelerle beslendiğini ve ‘durgun su’ olduğuna da vurgu yapan Halime Şaman şunları söyledi:

“Şimdi, kendini temizleme yeteneğinden mahrum ve muhafaza statüsündeki bir alanda bulunan yere ortalarında 50 metreden büyük teknelerin de olacağı 145 teknelik yat limanı yapılmak isteniyor. Kelam konusu kıyı alanının MUÇEV’e kiralandığını biliyoruz. Lakin tanıtım evrakına ‘Port Marin’ ismiyle çıktı proje. MUÇEV öbür yerlerde de olduğu üzere işi bir firmaya taşere etmiş durumda.

Projenin hayata geçirilmesi Selimiye halkı, köylüsü tarafından katiyetle istenmiyor. Zira, marina üzere denizin en güçlü kirleticileri ortasında bulunan yapıların, Selimiye Koyu’ndaki canlılığa ve canlılara ziyan vereceği, köyün geçim kaynağı olan turizmi de bitireceği tarafında önemli tasalar var. Bu nedenlerle muhakkak projeye karşılar, istemiyorlar. Yaşayarak öğrendikleri en kıymetli dataları de şu: mahalle merkezinde çekek yeri olarak planlanan alan daha sonra marina haline dönüşmüş.

Bu kadar küçük ölçekteki marina bile Selimiye Koyu’nun süratle kirlenmesine neden olmuş ve geçim kaynaklarını da tehdit etmeye başlamış. Bu türlü bir deneyime sahipken, artık de 145 teknelik, neredeyse koyun dörtte birini işgal edecek proje, Selimiye Koyu’nun ve köyünün, orada yaşayanların hayatlarını olumsuz etkilemesi, geçim kaynaklarını yitirmesi manasına gelecek. Kaldı ki, proje incelendiğinde, yapılmak istenen dalgakıranın, koyun ağzının neredeyse yarısını kapattığı görülüyor.

Bu durum esasen kendini temizleme yeteneğinden mahrum, dingin bir suya sahip Selimiye’deki bütün akışı ortadan kaldırma tehdidini taşıyor. Kelam konusu tesisin yapılmasını kabul etmiyor, onaylamıyor, reddediyoruz.”

PROJE ALANINDA YÜZLERCE ZEYTİN AĞACI VAR

Konuya ait evraklar incelendiğinde, marina ile çekek yeri yapılması planlanan bölgenin, Selimiye’nin Derindere azmak mevkii hudutları içinde kaldığını ve toplamda 25 dönümlük alanı kapsadığını anlatan Şaman, şunları söyledi:

“Söz konusu alanın içerisinde hali hazırda 400 kadar zeytin ağacı bulunuyor. Tıpkı bölge için daha evvel bir vatandaş, Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Muğla İl Müdürlüğü’ne başvurarak aromatik bitki yetiştiriciliği yapmak hedefiyle talepte bulunmuş, lakin bu istek reddedilmişti.”

BAKANLIK ÇED SÜRECİNİ İPTAL ETMİŞTİ

Muğla’nın Marmaris ilçesinin Selimiye Mahallesi’nde MUÇEV’in yat limanı genişletme projesi iptal edildi. Şirketin, “Yat ve Tekne Bağlama İskelesi Kapasite Artışı” için çevresel tesir değerlendirmesi (ÇED) başvurusu, Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından reddedildi.

MUÇEV, 45 tekne bağlanabilen marina kapasitesini 70’e çıkarmak talebiyle ÇED sürecini başlatmıştı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünün iptal kararında şu tabirlere yer verildi:

“Muğla Kültür Varlıklarını Muhafaza Bölge Konseyine ilişkin 16/10/2024 tarih ve 16566 sayılı kararda “Muğla İli, Marmaris İlçesi, Selimiye Mahallesi, Buruncuk Mevkiinde yapılması planlanan “Yat ve Tekne Bağlama İskelesi kapasite Artışı” projesinin sualtında 2863 sayılı Kanun’un 6. hususu kapsamında kalan korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarının tespit edildiği anlaşıldığından uygun olmadığına, Müze Müdürlüğünce sualtı çalışması sonucunda tespit edilen alanın I. derece Arkeolojik Sit olarak tescil edilmesine yönelik kurum uzmanlarınca 2863 sayılı Kanun’un 7. unsuru kapsamında tescil süreçlerinin başlatılmasına, kelam konusu alanda rastgele bir inşaai ve fiziki süreçte bulunulmamasına karar verilmiştir.”

patronlardunyasi.com