Piyanist İlyun Bürkev Avrupa turnesinde
Türkiye’nin dört bir yanındaki konservatuvarlardan seçilen 16-22 yaşındaki 80 müzisyenden oluşan orkestrayla sahne alacak Bürkev, yetenekli müzisyenlerin yer aldığı bir orkestrayla turne yapacağı için çok heyecanlı olduğunu söyledi.
Bürkev, kıymetli konser salonlarında çalacaklarını aktararak, şunları kaydetti:
“2 Eylül’de Schleswig-Holstein Müzik Şenliği kapsamında Hamburg Elbphilharmonie’de sahne alacağız. Öncelikle bu salon 2017 yılında açılmasına karşın bir ikon olmuş. Schleswig-Holstein Müzik Şenliği 1986 yılından beri dünyaca ünlü müzisyenleri faal bir biçimde sahnesine çağırmış. Yalnızca ünlü konser salonlarında değil açık alanlarda, tarihi yerlerde, şatolarda, kiliselerde dünya müziği, caz müzik, klasik müzik ve ülkelerin özelliklerini, kültürünü yansıtan efsane bir şenlik. Münasebetiyle bu yaşta bu orkestrayla bu şenlikte yer alacağım için çok memnunum. Birebir vakitte bu şenlik her yıl bir odak ülke ve portre sanatçı seçiyor. Odak ülkesi de Türkiye. Ülkemizi bu hoş orkestrayla burada temsil edeceğimiz için çok heyecanlıyım. Hakikaten şahane deneyimler bizi bekliyor.”
Dinleyicilerin renkli bir programla karşılaşacağını kaydeden Bürkev, “Hem Grieg’in Piyano Konçertosu hem sevgili Cem Esen’in Sarcasm yapıtı ve başka eserler nitekim çok renkli bir palet önümüze sunuyor. Sevgili Cem Esen’in yapıtı ülkemizi bence çok hoş temsil ediyor. Münasebetiyle ülkemizin ve dünyanın aslında çağdaş müzikte çok farklı müziklere, yeni bestekarlara gereksinimi olduğunu düşünüyorum.” dedi. İlyun Bürkev, Grieg’in La Minör Piyano Konçertosunun kendisi için farklı bir yere sahip olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
“Norveçli bir bestekar. Bu konçertoyu Norveç’te bir şelaleden ilham alarak yazdığı söyleniyor. Sahiden o kadar fazla motifi, atmosferi çok süratli bir formda bu konçertoda deneyimleyebiliyorsunuz. Hem o Grieg’in esinlendiği tabiatın özelliklerini, hoşluğunu, üflemelilerde ve kimi yerlerde çello ile sololarımızda o diyaloğu çok hoş hissettiriyor. Ondan sonra bir anda çok agresif ve dominant bir karakter sizi bekleyebiliyor. Hakikaten bunların hepsini çok hoş bir ahenk içinde yazmış. Üçüncü kısımda Norveç halk danslarını da bu temayı çok hoş vurgulamış. Münasebetiyle hem kendi ülkesini hem kişiliğini çok hoş yansıtmış. Ben de bu yapıtı birçok yerde çalma fırsatı buldum. Sevgili Cem Mansur’la geçtiğimiz sene İKSV’nin 52. İstanbul Müzik Şenliği açılışında bu yapıtı çaldık. Münasebetiyle hem çalarken kendimi çok bağdaştırdığım, kendi ruh dünyama çok yakın bulduğum bir eser hem de orkestra, şef ve solist açısından çok hoş bir eser olduğunu düşünüyorum.”
Salzburg Mozarteum Üniversitesinde eğitimine devam ettiğini vurgulayan 17 yaşındaki Bürkev, klasik müziği çalma kalitesi ve yapıtları daha güzel yorumlayabilme konusunda eğitimini çok yeterli bir yere getirmek istediğini söz etti. Bürkev, Türkiye’yi dünya sahnelerinde orkestralar ve kıymetli müzisyenlerle temsil etmek istediğinin altını çizerek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Çevre krizi, ekonomik kriz, savaşlar, politik durumlar ve bunun üzere çeşitli kollarda birçok sorunla karşı karşıyayız. Bence sanat ve müzik bunu çözebilecek ya da bir farkındalık yaratabilecek en mucizevi araçlardan bir tanesi. Hiç konuşmadan insanların kalbine direkt ulaşabiliyorsunuz. Bence müzik insanları çok daha birbirine yakın hissettiren, hayat öykülerini, dünyalarını birleştiren, herkesi ortak noktada buluşturan bir öge. Münasebetiyle hem konserlerimle hem sonrasında yaptığım röportajlarda daima daha düzgün bir dünya, insanlık için hoş iletiler vermek ve farkındalık yaratmak istiyorum.”
Şef Cem Mansur da TUGFO’nun 2025 turnesi kapsamında konser maratonuna başladıklarına işaret ederek, “Harika bir programımız var. 10 Ağustos’tan beri Sabancı Üniversitesinde kamptayız. Sabancı Vakfının ana destekçiliğinde, bu proje 17 yıldır devam ediyor. Her yıl Türkiye’nin ve Avrupa’nın çok kıymetli şenliklerinde, çok büyük sahnelerinde, çok değerli solistlerle konserler veriyoruz.” biçiminde konuştu. Mansur, Türkiye’nin bütün konservatuvarlarından her yıl imtihanla seçilen ve yeni baştan oluşturulan orkestranın harikulade gençlerden oluştuğunu belirtti. Programın çeşitliliğine dikkati çeken Mansur, şöyle devam etti:
“Her vakit olduğu üzere, 20. yüzyıl klasiği, büyük orkestra repertuvarının şaheserlerinden birini seslendirmeye çalışmayı seviyoruz. Bu yıl da büyük İngiliz bestekar Benjamin Britten’ın, Peter Grimes operasından sahne değişimi müziklerini çalışıyoruz. Dört süper deniz görünümü bunlar. İlyun Bürkev, gelmiş geçmiş tahminen en romantik piyano konçertolarından Norveçli bestekar Grieg’in La Minör Piyano Konçertosu’nu seslendirecek. Genç Türk bestekar Cem Esen’in Sarcasm isimli bir yapıtı var ve hiçbir vakit çalışmaktan sıkılmadığımız, yorulmadığımız, her seferinde çok heyecan verici gelen Beethoven’ın 5. Senfonisi. Konserlerin sonunda da küçük küçük diğer sürprizlerimiz de oluyor.”
Sabancı Vakfının kurulmasına öncülük ettiği ve ana destekçisi olduğu TUGFO, yarın Hamburg’daki Elbphilharmonie’de, 4 Eylül’de Çekya’nın başşehri Prag’da Smetana Hall’de, 6 Eylül’de Slovakya’nın başşehrinde Bratislava Radyo Salonu’nda, 7 Eylül’de Avusturya’nın başşehri Viyana’da Das MuTh Salonu’nda konser verecek.
patronlardunyasi.com
