Toygun ATİLLA
Ciner Grubu’nun Londra merkezli şirketi We Soda, medyaya yaptığı açıklamada Can Holding’e yapılan medya varlıkları satışının büsbütün yasal standartlara uygun gerçekleştiğini vurguladı. Tarihleri ise tek tek sıralandı:
Aralık 2024: Satış mukavelesi imzalandı.
20 Mart 2025: Rekabet Kurumu ve ilgili otoritelerden müsaade çıktı.
24 Nisan 2025: Satış tamamlandı.
Açıklamanın en kritik cümlesi ise şuydu: “We Soda ile alıcı ortasında rastgele bir ticari bağ yoktur.”
SATIR ORTASINDAKİ BİLDİRİLER
*Yargı değil, regülasyon belirleyici
Ciner, Türkiye’de devam eden soruşturmalara karşı, milletlerarası hukuk ve regülasyon çerçevesinde hareket ettiklerini anlatmaya çalışıyor. “Rekabet Kurumu onayladıysa bu satış tartışılmaz” demek istiyor.
*Londra’dan finans etraflarına bildiri
Savunmanın Londra’dan yapılması, aslında adresin de bildirinin da Batı’ya dönük olduğunu gösteriyor. Türk kamuoyundan çok, Londra finans etraflarına ve yabancı yatırımcılara inanç telkin edilmek isteniyor.
*Soruşturmayı bertaraf etme gayesi
We Soda’nın “alıcıyla ticari bağımız yok” vurgusu, mümkün bir “organize bağlantı” argümanını bertaraf etmeyi hedefliyor. Yani Ciner, medya satışını diğer bir soruşturma evrakından ayrıştırmak istiyor.
*Küresel ortaklar, yalnız değilim sinyali
Londra merkezli bir şirket üzerinden konuşmak, birebir vakitte milletlerarası hukuk ofisleri ve danışmanlarla hareket edildiğini ima ediyor. Bu da “yalnız değilim, ardımda global ağlar var” iletisi taşıyor.
İŞ DÜNYASININ TARTIŞTIĞI SORULAR
Türkiye’de son yıllarda iş beşerlerine yönelik gözaltı ve soruşturma haberleri artarken, Ciner’in Londra’dan yaptığı açıklama iş dünyasında şu soruları gündeme getirdi:
“Türkiye’de regülatör kurumların onayladığı bir süreç, sonradan nasıl soruşturma konusu olabiliyor?”
“Patronlar, hukuksal güvenliği artık memleketler arası merkezlerde mi arayacak?”
“Yabancı yatırımcı bu tabloya nasıl bakacak?”
Bu sorular, yalnızca Ciner’in ferdî savunması değil, tıpkı vakitte Türkiye’deki yatırım ortamının güvenilirliği açısından da kritik.
Turgay Ciner’in Londra’dan gelen açıklaması yalnızca bir savunma metni değil; birebir vakitte bir strateji evrakı.
Türkiye’deki yargı süreçlerine karşı, memleketler arası regülasyonları kalkan olarak öne sürüyor.
Kamuoyuna değil, küresel yatırımcılara hitap ediyor.
Soruşturmaları şirketlerinden izole etmeye çalışıyor.
Sonuçta bu savunma, iş dünyasına şu iletisi da veriyor:
“Artık yalnızca Türkiye’de değil, Londra’da, New York’ta, global piyasalarda da emniyetli görünmek zorundayız.”
İLGİLİ HABER
Ciner savunmayı Londra’dan yaptı: Satış yasal, standartlar tam
patronlardunyasi.com