KKM’den çıkan gayrimenkul alımına dönüyor

Türkiye Gazetesi’nden Necmi Çiçekçi’nin haberine nazaran, Kur Muhafazalı Mevduat (KKM) sistemi geçtiğimiz haftalarda sona erdi. Son bilgilere nazaran sistemde 440 milyar 562 milyon TL’lik birikim bulunuyordu. KKM’nin devre dışı kalmasının akabinde yatırımcıların değerli bir kısmı birikimlerini farklı alanlara yönlendirmeye başladı. Mevduat sahiplerinin bir kısmı paralarını döviz ve altına çevirirken, bir kısmı ise Borsa İstanbul’da kıymetlendirdi. Fakat inançlı liman olarak görülen konut kesimi de bu kaynaklardan hissesini almaya başladı. Uzmanlar, bilhassa faiz indirimleriyle birlikte konut fiyatlarında artış beklentisinin yatırımcıyı harekete geçirdiğini belirtiyor. Borsa İstanbul’da rekorların peş peşe gelmesine karşın kâr satışlarının hızlanması, konuta ek bir kaynak girişini tetikledi. Bununla birlikte arsa ve tarım yeri yatırımlarında da dikkat cazip bir artış yaşanıyor.

FAİZ DÜŞÜŞLERİ İLE FİYATLAR ARTABİLİR

Sektör temsilcileri faiz indirimlerinin de bölümde tesirli olacağını belirterek “Şu anda konut alımı için en kritik devirdeyiz. Zira faiz indirimleri gündeme geldiğinde fiyatların süratli bir halde üste çıkacağını biliyoruz. Yatırımcı bu gerçeğin farkında olduğu için şimdiden konuta yöneliyor. Bugün fiyatlar görece daha istikrarlı düzeylerde; bu nedenle alım yapmak için hayli uygun bir devir. Faizlerin düşmesiyle birlikte hem talep artacak hem de fiyatlar yükselecek. Yani şu an konut almak, geleceğe dönük en çıkarlı adım olacaktır. Konut sırf bugünün inançlı yatırımı değil, tıpkı vakitte yarının güçlü mirası olmaya devam edecek” sözlerini kullanıyor.

YIL SONUNDA REKOR BEKLENTİSİ ARTIYOR

Gayrimenkul uzmanları, hem yatırım hem de oturum hedefli konut alımlarında son periyotta ivme kazanan artışa dikkat çekerek şu sözleri kullanıyorlar: Türkiye’de konut her vakit inançlı liman özelliğini koruyor. Kur Muhafazalı Mevduat sisteminin sona ermesiyle birlikte yatırımcıların kıymetli bir kısmı birikimlerini gayrimenkule yönlendirdi. Bilhassa büyükşehirlerde orta ve üst segmentteki konutlara talep besbelli halde artarken, Anadolu kentlerinde de hem yatırım hem de oturum hedefli alımlar hızlanmış durumda. Beşerler, tasarruflarını enflasyona karşı muhafazanın en güçlü yolunun konut sahibi olmak olduğunu biliyor. Bu nedenle sırf yatırımcılar değil, kendi meskenini almak isteyen vatandaşlar da harekete geçmiş durumda. Konut piyasasında yaşanan bu canlılık yıl sonuna kadar daha da artacak ve biz yeni bir satış rekoruna tanıklık edeceğiz.

YATIRIMLIK KONUTLARDA KREDİ LİMİTLERİ ESNEMELİ

Gayrimenkul bölümü temsilcileri, Türkiye’de hala bir konutu bulunan vatandaşların ikinci yahut üçüncü daire almak istediklerinde önemli kredi kısıtlamalarıyla karşı karşıya kaldıklarını belirtiyor. Bu durumun yerli yatırımcıyı alternatif arayışına yönlendirdiğini tabir eden uzmanlar “Vatandaş, yatırım yapma isteğini ertelemek yerine yurt dışındaki fırsatları değerlendirmeye başlıyor. Bilhassa Avrupa ve Orta Doğu’da gayrimenkul yatırımlarına Türklerden ağır bir talep olduğunu görüyoruz. Lakin bu tablo, Türkiye’nin potansiyel konut yatırımcısını kaybetmesine yol açıyor. Böylelikle hem dalın büyümesi yavaşlıyor hem de ülke iktisadına girecek sermaye yurt dışına kaymış oluyor” değerlendirmesinde bulundu.

YABANCILAR DA KAÇIYOR

Sektör temsilcileri, kredi kısıtlamalarının yabancı yatırımcı üzerinde de olumsuz tesirler oluşturduğuna dikkat çekti. Açıklamalarda “Türk vatandaşları üzerindeki bu sınırlamalar aslında dolaylı olarak yabancı yatırımcının da Türkiye’den uzaklaşmasına sebep oluyor. Zira kredi musluklarının sıkılması, piyasadaki satış ivmesini yavaşlatıyor ve bu da yabancılar için cazibeyi azaltıyor. Şayet 2025 yılı başından bu yana kırılan satış rekorlarının yenilenmesi isteniyorsa, yatırım maksatlı konut alımlarında kredi imkanları kesinlikle esnetilmeli. Bu düzenleme hayata geçirilirse hem iç piyasada hareketlilik devam eder hem de yabancı yatırımcı Türkiye’ye yine yönelir” tabirleri kullanıldı.

YÜKSEK KİRALAR ÖĞRENCİ VE MEMURLARI ZORLUYOR

Gayrimenkul uzmanları, büyükşehirlerde giderek artan kira bedellerinin hem kamu hizmetlerinde aksamalara yol açtığını hem de öğrencilerin eğitim tercihlerini olumsuz etkilediğini söyledi. Dal temsilcileri, bilhassa İstanbul, Ankara ve İzmir üzere metropollerde kiraların memur maaşlarının çok üzerinde seyrettiğini belirterek “Bugün bir öğretmen ya da polis, tayinini büyükşehire almak istemiyor. Zira maaşının kıymetli bir kısmını kiraya vermek zorunda kalıyor.” dedi.

Yüksek kira meselesinin sırf çalışan kesiti değil, üniversite öğrencilerini de derinden etkilediğine dikkat çeken uzmanlar “Gençler artık üniversite tercihi yaparken yalnızca kısım ya da üniversitenin kalitesine bakmıyor, birebir vakitte o kentteki kira fiyatlarını da hesaplıyor” dedi.

KONUT SAHİBİ OLMA YAŞI, 40’LARI BULDU

Türkiye’de konut edinme yaş aralığında son 15 yılda dikkat cazibeli bir değişim yaşandığını belirten uzmanlar, artık gençlerin değil daha ileri yaş kümesindeki bireylerin konut sahibi olmaya başladığını söylüyor. 2010’lu yılların ortasında konut kredisi kullananların en ağır olduğu kümenin 30’lu yaşlarda olduğunu hatırlatan uzmanlar, 2024 prestijiyle bu tartının 40’lı yaşlara kaydığını açıkladı. Yapılan değerlendirmelerde, 2015–2016 döneminde Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi datalarına nazaran konut kredisi kullanıcılarının en ağır olduğu yaş aralığının 31–41 yaş olduğu, hatta 2009–2013 yılları ortasında 18–34 yaş kümesinin kredi kullanım hissesinin süratle arttığı belirtildi. Bugün gelinen noktada, konut sahibi olma yaşının 40’lı yaşlara kayması, Türkiye’de hanehalkı iktisadının değişen yapısını da ortaya koyuyor.

patronlardunyasi.com